Dünyaca ünlü şarkıcı Celine Dion, geçtiğimiz Ocak ayında kanserden kaybettiği eşi Rene Angelil için duygusal açıklamalar yaptı. CBS Sunday Morning’e konuşan Dion, henüz 12 yaşındayken tanıştığı eşini unutamadığını, hala onunla evli gibi hissettiğini söyledi. “Ondan başka erkeği öpmedim” dedi.
Celine Dion kimdir,
Céline Marie Claudette Dion,1968 doğumlu Kanadalı şarkıcı, söz yazarı.1980lerde başladığı müzik kariyerinde çok önemli başarılar elde eden sanatçı, ününü “Falling Into You” adlı albümüyle ve Titanic film müziği olan “My Heart Will Go On” ile tüm dünyaya yaymayı başardı.
Celine Dion, 30 Mart 1968’de Quebec, Kanada’da dünyaya geldi. Annesi Adhemar Dion ve babasıTherese Tanguay’ın 14 çocuğunun en küçüğüydü. Aile katolikti ve maddi açıdan güçsüzdü. Dion henüz 5 yaşındayken ailesine ait olan “The Vieux Baril” adlı piyano-barda şarkı söylüyordu. O zamanlar tek hayali bir şarkıcı olmaktı.
Dion ilk bestesini annesi ve babasının yardımıyla 12 yaşında yaptı. Şarkının adı “Ce N’Était Qu’un Rêve”di. Kardeşlerinden biri bu şarkının kaydını bir kaset kapağının arkasında adını gördüğü yapımcıRené Angélil’e yolladı. Angélil Dion’un sesini çok beğendi ve albüm yapabilmek için Dion’un evini ipotek ettirdi. Böylece sanatçının ilk albümü “La Voix du Bon Dieu“, 1981’de piyasaya çıktı.
Albüm, Quebec’te çok popüler oldu. Bu başarı üzerine Yamaha’nın Tokyo’da düzenlediği Dünya Pop Şarkısı Yarışması’na katıldı ve hem “En İyi Şarkıcı” hem de “En İyi Şarkı” ödülünü kazandı. Böylece ünü yavaş yavaş dünyaya yayılmaya başlamıştı. Bu sırada “D’Amour Ou d’Amitié” adlı şarkısıylaFransa’da ödül alan ilk Kanadalı şarkıcı ünvanını da kazandı. Aynı zamanda Felix Ödülleri’nde “En İyi Kadın Şarkıcı” ve “Yılın En İyi Çıkış Yapan Sanatçısı” ödüllerini aldı.
Dion, dünya çapında bir star olmak istiyordu ancak menajeri Angelil bunun için sanatçının fiziksel bir yapılanma sürecine girmesi gerektiğini düşünüyordu. Böylece Dion kendini yenilemeye başladı.
1988 yılında İrlanda’da yapılan Eurovision Şarkı Yarışması’nda “Ne Partez Pas Sans Moi” adlı şarkı ile İsviçre’yi temsil eden Dion birinciliğe ulaşınca, dünya çapında bir star olma hayali de yavaş yavaş gerçeğe dönüşmeye başladı. Amerika pazarına açılabilmek için Dion’un İngilizce dersleri alması gerekiyordu, bu yüzden de 1989’da École Berlitz School adlı okulda İngilizce ve diksiyon dersleri almaya başladı. Bu 1 yıllık sürecin ardından, hedef alınan pazara “Unision” adlı albümle girdi. Bu albüm için Kanada’nın önde gelen müzisyenleriyle çalışmıştı ve şarkılar ağırlıklı olarak 1980lerin soft rock tarzındaydı. Albümde “Where Does My Heart Beat Now“, “(If There Was) Any Other Way“, “The Last to Know“, “Unison” gibi parçalar yer alıyordu. “Where Does My Heart Beat Now”,Amerikan listelerinde 4 numaraya kadar yükseldi. Böylece Dion Amerika’da, Asya’da ve Avrupa’da yükselen bir yıldız olmaya başlamıştı.
Dion’un ünü Amerika’da yayılırken, Fransız hayranları onları ihmal ettiği için sanatçıya tepki göstermeye başlamıştı. Dion bu tepkiyi dindirmek için Felix Ödülleri’nde kazandığı “Yılın En İyi İngilizce Albümü” ödülünü reddetti. Onun için önceliğin İngilizce albümler değil, Fransız hayranları olduğunu anlatmak istemişti.
Dion’u daha iyi günlere götürecek olan bir başka dönüm noktası, 1991 yılında bir Disneyanimasyonu olan “Beauty And The Beast” için Peabo Bryson’la yaptığı düet oldu. Şarkı Amerika’da ilk 10’a girdi, “En İyi Şarkı” dalında Academy Ödülü’nü ve “Pop Dalında En İyi Grup Performansı” dalında Grammy Ödülü’nü kazandı. Bu şarkı aynı zamanda Dion’un 1992 tarihli “Celine Dion” albümünde de bulunuyordu, Albüm yine rock ağırlıklıydı ancak bu sefer şarkılarda klasik müzik vesoul esintileri de göze çarpıyordu. Ayrıca şarkıların konusu genellikle aşktı. Bu iki albümün başarısı Dion’u Kuzey Amerika’da bir superstar yaptı. Bu albümde bulunan şarkılardan “Next Plane Out”un video klibi Dion ve sevgilisinin kumsaldaki görüntüleirne yer vermişti ve bu klip klişe aşk videoları trendini başlattı.
1992 yılında Dion, menajeri Angelil ile birlikte olmaya başlamıştı ancak aralarındaki 26 yaş farkın halk tarafından garipsenmemesi için bunu bir süre saklamaya karar verdiler. 1993 yılında Dion bu birlikteliği açıklamaya karar verdi. Beklenenin tersine hayranları bu birlikteliğe büyük destek verdi ve ikili Aralık 1994’te evlendi.
Müzik hayatına İngilizce şarkılarla devam eden Dion her İngilizce albümden sonar bir Fransızca album çıkarmayı da ihmal etmedi. Bunlar 1991’de çıkan “Dion Chante Plamondon” ve 1994’te çıkan “À l’Olympia”’ydı. À l’Olympia, Dion’un Paris’teki Olympia Tiyatrosu’nda verdiği konserlerden birinin kaydıydı ve bu albüm, Fransa’da tüm zamanların en çok satan Fransızca albümü oldu.
Elektro gitar her zaman Dion’un başlı enstrumanlarından biri olduğu halde 1990lı yılların ortaları, sanatçının müzik stilinde bir değişim döneminin yaşandığı, rocktan pop ve soula kayılan yıllar oldu. Artık Dion’un güçlü sesini ortaya çıkarmak için daha hafif enstrumanlar kullanılıyordu. Ancak bu yeni tutumları eleştirmenlerin hepsinden olumlu not almadı. Dion artık Mariah Carey ve Whitney Houston gibi sanatçılarla karşılaştırılmaya başlamıştı. Tüm bunlara rağmen Dion’un bu dönemde çıkan albümleri uluslararası lisetelerde eskisinden daha yüksek sıralara çıkıyordu. 1996 yılında üçüncü kez “Dünyanın En Çok Satan Kanadalı Kadın Şarkıcısı” dalında Dünya Müzik Ödülü’nü kazandı.
1996 yılında çıkan “Falling Into You” albümü, daha geniş bir dinleyici kitlesine ulaşabilmek için çok çeşitli türleri içeriyordu ve çok çeşitli enstruman kullanılmıştı. Albümden çıkan “Because You Loved Me” adlı parça Amerika ve Kanada lisetelerinde uzun süre bir numarada kaldı, aynı zamanda “Up Close & Personal” adlı filmin müziklerinin bulunduğu albümde de yer aldı. Eleştirmenler de bu albüme tam puan verdi, “En İyi Pop Albümü” ve “Yılın Albümü” dallarında iki Grammy Ödülü kazandı. Sanatçı 1996 Olimpiyatları’nda da sahne aldı. Böylece artık dünya çapında ünlü olma hayalleri tam anlamıyla gerçeğe dönüşmüştü.
“Falling Into You”nun ardından gelen albüm “Let’s Talk About Love” oldu. 1997 tarihli bu albümdeki şarkılarda, Dion’a Barbra Streisand, The Bee Gees, Luciano Pavarotti, Diana King, George Martin gibi isimler eşlik etti. Titanic filminin aynı yıl vizyona girmesiyle, albümdeki şarkılardan biri olan “My Heart Will Go On” tüm dünya lisetelerinde bir numara oldu. Bu şarkıyla Dion tam 4 Grammy Ödülü’nün sahibi oldu. Tüm bu başarıların ardından şarkıcı 1998’de bir turneye çıkma kararı aldı.
2000li yıllara gelinmeden Dion iki albüm daha çıkarttı; 1998 tarihli “These Are Special Times” ve1999 tarihli “All the Way… A Decade of Song”. Bu albümlerin başarılarının ardından, Dion tüm dünyada 100 milyondan fazla albüm satmıştı. 1998’de VH1 kanalından gelen teklif üzerine Gloria Estefan, Mariah Carey, Aretha Franklin ve Shania Twain’le “Divas Live” adlı programda sahne aldı.
“All the Way… A Decade of Song” albümü, Dion’un 1990lı yıllarda çıkaracağını açıkladığı son albümdü. Artık dinlenme ihtiyacı duyuyordu. Eşi Angelil’in gırtlak kanserine yakalanması Dion’un emekliye ayrılmasının diğer bir nedeniydi. 25 Ocak 2001’de René-Charles Dion Angélil adındaki oğlu dünyaya geldi.
11 Eylül saldırılarının ardından sahneye dönen Dion, bir yardım konserinde “God Bless America” adlı şarkıyı seslendirdi.
Mart 2002’de çıkan “A New Day Has Come” albümü, Dion’un 2 yıllık suskunluğunu sona erdirdi. Shania Twain ve Chantal Kreviazuk gibi isimler geri vokallerde yer alarak albüme katkıda bulundu. Dion, CBS kanalında Destiny’s Child ve Brian McKnight’la sahne alarak albümün tanıtımıyla uğraşırken, eleştirmenler, hakkında olumsuz cümleler sarfediyordu.
2003’te bir sonraki albüm olan “One Heart” çıktı. Bu seferki albüm, dans müziği ağırlıklı olması bakımından diğerlerinden ayrıydı. Ancak eleştirmenler bu sefer de Dion’un şarkı sözlerinin banal olduğunu savunuyor, sanatçının artık hiç yaratıcı olamadığını söylüyorlardı. Yine 2003 yılında, “1 Fille & 4 Types” adlı bir Fransızca albüm çıkardı. Eleştiriler bu sefer olumluya dönmüştü çünkü Dion bu albümde eski tarzına daha yakındı.
Oğlunun doğumundan sonra, Dion’un eserlerinde annelik içgüdüsü ağırlık kazanmaya başladı. 2004tarihli “Miracle” albümü, bir annenin çocuğuna karşı beslediği sevgiyi anlatıyordu. Albümde Louis Armstrong’un “What A Wonderful World” ve John Lennon’ın “Beautiful Boy” şarkılarının yeniden yorumları da bulunuyordu. Ancak bu albüm de eleştirmenlerden iyi not alamadı.
Dion, 2000li yıllarda aldığı olumsuz eleştirilere karşı zekice bir tavır takınıp, Las Vegas’ta haftanın beş gecesi olmak üzere toplam 600 gösteri yapmak için bir kontrat imzaladı. Gösteride dans, müzik ve görsel efektler mevcuttu. Biletlerin çok pahalı olmasına karşı salon her gece doluyordu. 2003 yılında başlayan gösteriden Dion’un 2005 yılına kadar elde ettiği gelir 76 milyon $’I aştı. Bu başarının ardından kontrat 2007’ye kadar uzatıldı.
Dion, 2005’te en çok sevilen şarkılarının Fransızca versiyonlarını “On Ne Change Pas” adlı albümde topladı. Ayrıca Il Divo’yla düet yaptığı “I Believe In You” şarkısı da albümdeki 3 yeni şarkıdan biriydi.
Sanatçının yeteneği ona her zaman saygı duyulmasına neden oldu, hatta “Müziğin En İyi 22 Sesi”nden dokuzuncu seçildi. Celine Dion’un şu anki planları arasında yakın zamanda yeni bir İngilizce ve Fransızca albüm çıkarmak ve bir bebek yapmak var. Tüm dünyada bir “Diva” olarak anılıyor. Medya önünde olmayı sevmeyen Dion, bir George Bush karşıtı. Aynı zamanda yardım kuruluşlarına sıkça katkıda bulunuyor. Poptan klasik müziğe kadar birçok türü içinde barındıran şarkıları yıllardır dünyanın dört bir tarafındaki milyonlarca dinleyiciye ulaşıyor.