Binali Yıldırım: Eski defterleri karıştırırsak en son sıra Türkiye’ye gelir

Başbakan Binali Yıldırım, bugün Ermeni soykırımı iddialarını içeren tasarıyı görüşecek olan Almanya’ya tepki gösterdi. Almanya’nın 1915 olaylarından Türkiye’yi sorumlu tutmaya çalıştığını belirten Yıldırım, ”Eski defterleri karıştırırsak en son sıra Türkiye’ye gelir” dedi. Başbakan, İsveç’te okurken İngiliz profesörle yaşadığı bir anıyı da paylaştı.

AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda konuştu.

Başbakan Yıldırım’ın gündeminde yeni anayasa ve başkanlık sistemi tartışması vardı. Yıldırım ”Yeni anayasayı da yapacağız, başkanlık sistemini de bu ülkeye, Türkiye’ye getireceğiz” diye konuştu.

Bugün Ermeni soykırımı iddialarını içeren tasarıyı görüşecek olan Almanya’ya tepkisini de sürdüren Binali Yıldırım, Almanya Başbakanı Merkel ile yaptığı telefon görüşmesinden bahsetti: ”Bana dediği şudur; ‘Elimden geleni yapacağım. Ama burası demokrasi burada parlamento…’ Klasik laf. Ben de dedim ki size rağmen orada bir şey olmaz. Bugün göreceğiz gerçek bir dostluk testinden geçiyor Almanya.”

”Eğer eski defterleri karıştırırsak en son sıra Türkiye’ye gelir” diyen Başbakan, İsveç’te okurken dersine giren İngiliz profesör ile yaşadığı bir olayı da paylaştı.

Yıldırım, şöyle konuştu:

”İsveç’te okurken bir İngiliz profesör vardı Alberto. Sınıfa giriyoruz adamcağız siyahi kardeşlerimize falan iltifat ediyor bizim yüzümüze bakmıyor. Bir böyle iki böyle canım sıkıldı dedim ‘Sen beni tanıyor musun hocam daha önceden aramızda bir mevzu mu var?’ Şaşırdı. Dedi ki ‘Niye öyle düşünüyorsun?’ Biz gelince böyle yüzünü çeviriyorsun dedim. Onlar girince yarı beline kadar eğiliyor ‘Yes sir’ diyor sen hiç iplemiyorsun. ‘Ama ben biliyorum niye böyle yapıyorsun’ dedi. Neymiş dedim. Dedi ki dünyada esaret altına girmeyen 2 ulus vardır. Birisi İngilizler birisi de Türkler dedi. Hocam eksik biliyorsun dedim. Dünyada esaret altına girmeyen kimseyi de esareti altına almayan tek ulus var o da Türkler dedim.”

Binali Yıldırım’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

”64.Hükümet’te ve önceki hükümetlerde görev yapan Sayın Ahmet Davutoğlu’na ve arkadaşlarına huzurunuzda teşekkür ediyorum. AK Parti’de değişim bir bayrak yarışıdır kişiler değişir hedefler değişmez millete hizmet yolunda kararlılık artarak devam eder. Bütün yol arkadaşlarıma ana kademe kadın kolları gençlik kolları kuruculardan delegelere mahalle temsilcilerinden genel merkez karar yönetim kurulu üyelerine bütün parti teşkilatımızın birimlerine ve milyonlarca parti üyelerimize huzurlarınızda çok teşekkür ediyorum. Bu kongrede ortaya konan bu örnek davranıştan dolayı hepinize çok teşekkür ediyorum.

”HİZMET YAPMAZSAN VATANDAŞ DERSİNİ VERİR…”

Bizim siyasi rakiplerimiz zannediyor mu ki AK Parti’de kaşımıza gözümüze bakarak oy veriyorlar? Vatandaşa hizmet yapmazsan vatandaş dersini verir kaldırır kenara atar sizi.

”ANAYASA NE SÖYLERSE SÖYLESİN”

21-22 milyon vatandaşın önüne gidip, onlardan destek isteyen cumhurbaşkanı ‘Ben bir işe karışmam’ diyebilir mi? Siyasette böyle bir şey var mı? Anayasa ne söylerse söylesin, Cumhurbaşkanımızın fiili olarak siyasi sorumluluğu doğmuştur. Anayasa, darbe anayasasıdır. Fiili durumla Anayasanın şu anda birbiriyle uyumlu hale getirilmesi gerekir. AK Parti’nin, AK Parti’ye gönül veren milyonların önündeki en önemli görev budur.

”YENİ ANAYASAYI DA YAPACAĞIZ, BAŞKANLIK SİSTEMİNİ DE GETİRECEĞİZ”

Sorunları torunlara bırakarak bu günlere gelen parti değil AK Parti. Dağ gibi soruları dağ gibi hizmetlere dönüştüren partidir AK Parti. Yeni anayasayı da yapacağız, başkanlık sistemini de bu ülkeye, Türkiye’ye getireceğiz. İstiyoruz ki bu yapılacak yeni anayasaya siyasi partilerin rakiplerimizin de bir katkısı olsun. Bu onura onlar da ortak olsun. Bir anayasa teklifini Meclis’in gündemine getireceğiz ondan sonra karar Meclis’indir.

”DİYELİM Kİ OLMADI…”

Diyelim ki olmadı adres yine belli millete tekrar gideceğiz. Kararı millet verecek. Durup dururken milletin işi gücü var sürekli bize destek atacak hali yok. Tarlası var dükkanı var pazarı var işi gücü var. Bize şunu da dememesi lazım milletin ‘Biz sizi seçtik ne zırt pırt geliyorsunuz aranızda anlaşın işi halledin.’ Mecbur kalmadıkça milletin önüne sorun götürmemiz lazım.

”PARA BOL DİYOR”

Bizim en büyük değerimiz vakittir. Para her zaman bulunur. Maliye Bakanı burada duruyor ‘Para bol diyor, para bol…’ Ama giden vakiti geri getiremeyiz.

”SİZDEN 15 DAKİKA ALACAĞIM VAR”

Artık toplantıları vaktinde yapmaya alışacaksınız. Ben 9’a 10 kala buraya geldim. Sizden 15 dakika alacağım var. Bu seferlik neyse. Bundan sonra vaktimizi daha verimli kullanacağız.

”İZMİRLİLER UZAK GÖRÜŞLÜ DE ONUN İÇİN”

Bugün bir partinin sözcüsü diyor ki ‘İzmir başkan çıkarmadı. Başbakan seçilmedi de atandı’ falan diyor. Aslında İzmir başbakan çıkardı. Ana muhalefet partisi lideri kampanyada benim rakibimdi ‘İzmir başbakan çıkaracak’ diye dolaştı durdu. Ben İzmirli hemşehrilerime teşekkür ediyorum. Onu mahcup etmediler. Niye İzmir beni başkan yapmadı? İzmirliler uzak görüşlü de onun için. Hala nelerle uğraşıyorlar? Bunu bana söylerken genel başkanlarının oralara nasıl geldiğini unutmuşlar.

”BUNLARIN KÜRTLER DİYE BİR SORUNU YOK”

40 yılı aşkın bir süredir canımızı yakan, başımızı ağrıtan büyük bir bela ile karşı karşıyayız. Bu terör işi milli bir iş değil Türkiye’yi bölmeye çalışan bir profesyonel örgüt. Bunların Kürtler diye bir sorunu yok. Kürt vatandaşlarımızın Türk vatandaşlarımızın 78 milyon vatandaşımızın PKK terör örgütü gibi bir sorunu var. Bu sorunu Türkiye’nin gündeminden çıkaracağız, bu beladan milletimizi kurtacağız.

”OPERASYONLAR KARARLILIKLA DEVAM EDECEK”

Bu terör grupları silahlarını gömerek, üzerine beton atarak, Cumhurbaşkanımızın dediği gibi, bu ülkeyi terk edinceye kadar bu mücadele, bu operasyonlar kararlılıkla devam edecek.

”YATIRIMA ÖZEL ÖNEM VERECEĞİZ”

65. Hükümet’in ön plana çıkacak en önemli özelliklerinden bir tanesi, üreten, yatırım yapan, iş aş oluşturan bir hükümet olacağız. Yatırıma özel önem vereceğiz. Bu hükümetin önemli işlerinden biri de maliyetleri, masrafları azaltmak, orta ve uzun vadede gelirleri artırmak. Gereksiz kaynak kullanımının önüne geçeceğiz. Verimsiz yatırımlara değil, daha verimli yatırımlara öncelik vereceğiz. Kamu başta olmak üzere israfın önlenmesi için her türlü tedbiri alacağız.

ALMANYA’DA 1915 OYLAMASI

Almanya’da bugün bir oylama yapılacak. Neymiş? 1915 olaylarından bizi sorumlu tutmaya çalışıyorlar akılları sıra. Bu ilk değil belki son da olmayacak. Bazen dost diye bildiğimiz ülkeler iç siyasette çaresizliğe düşünce ‘acaba dikkati nereye çekelim’ diye böyle parlak fikirlerle geliyorlar, bu da onlardan biri. Sayın Merkel bana tebrik telefonu ettiğinde kendisine dedim ki ‘Almanya, Türkiye’nin sağlam bir müttefiği. Almanya’nın böyle akıl dışı bir işe vesile olmamasını temenni ediyoruz.’ Bana dediği şudur ‘Elimden geleni yapacağım.’ Ama burası demokrasi burada parlamento. Klasik laf. Ben de dedim ki size rağmen orada bir şey olmaz. Bugün göreceğiz gerçek bir dostluk testinden geçiyor Almanya.

”EĞER ESKİ DEFTERLERİ KARIŞTIRIRSAK EN SON SIRA TÜRKİYE’YE GELİR”

Bu, aslında bizim sorunumuz da değil, Almanya’nın da sorunu. Bizim vatandaşımız, Türk kökenli 3,5 milyon seçmeni var. Alman ekonomisine 40 milyar avro katkı sağlayan, 400 bin iş yeri sahibi olan, milyonlarca insana aş, ekmek sağlayan bu kadar büyük bir topluluğu hayal kırıklığına uğratmaya Alman dostlarımızın hakkı yok diye düşünüyorum. Eğer eski defterleri karıştırırsak en son sıra Türkiye’ye gelir.

”SEN BENİ TANIYOR MUSUN HOCAM, ARAMIZDA BİR MEVZU MU VAR?”

İsveç’te okurken bir İngiliz profesör vardı Alberto. Değişik memleketlerden talebeler var. Sınıfa giriyoruz adamcağız siyahi kardeşlerimize falan iltifat ediyor bizim yüzümüze bakmıyor. Bir böyle iki böyle canım sıkıldı dedim ‘Sen beni tanıyor musun hocam daha önceden aramızda bir mevzu mu var?’ Şaşırdı. Dedi ki ‘Niye öyle düşünüyorsun?’ Biz gelince böyle yüzünü çeviriyorsun dedim. Onlar girince yarı beline kadar eğiliyor ‘Yes sir’ diyor sen hiç iplemiyorsun. ‘Ama ben biliyorum niye böyle yapıyorsun’ dedi. Neymiş dedim. Dedi ki dünyada esaret altına girmeyen 2 ulus vardır. Birisi İngilizler birisi de Türkler dedi. Hocam eksik biliyorsun dedim. Dünyada esaret altına girmeyen kimseyi de esareti altına almayan tek ulus var o da Türkler dedim.”

Haber

İlginizi Çekebilir

https://gdetr.hit.gemius.pl/lshitredir/id=nFDgxIg39z04pJ3BaDqC1pRMPxLudruTz4I1XNvJb9v.E7/fastid=dygtetbdsrvesacqjgexzeyxexmi/stparam=wggqnkksqw/nc=0/gdpr=0/gdpr_consent=/url=https://www.casper.com.tr/?utm_medium=Radio&utm_source=Number-One-Sundu&utm_cam=Radio