Birleşmiş Milletler (BM) üyesi ülkelerin liderleri ve üst düzey temsilcilerini bir haftalığına New York’ta bir araya getiren BM 79. Genel Kurulu oturumu başladı.
Oturum, BM 79. Genel Kurul Başkanı Kamerunlu Philemon Yong başkanlığında ve BM Genel Sekreteri Antonio Guterres’in konuşmasıyla açıldı.
Guterres, dünya liderlerine yönelik sert uyarılar yaptığı konuşmasında uluslararası toplumu çözülmesi gereken küresel sorunlar konusunda harekete geçmeye çağırdı. Guterres, dünyanın büyük bir dönüşüm çağında olduğunu belirterek, “Dünyamız bir kasırga içinde. Destansı bir dönüşüm çağındayız, daha önce hiç görmediğimiz küresel çözümler gerektiren zorluklarla karşı karşıyayız” dedi.
Bu zorlukların üstesinden gelinmesi gerektiğini vurgulayan Guterres, jeopolitik bölünmelerin derinleşmesi, gezegenin ısınmaya devam etmesi ve nükleer tehditler gibi risklerin dünya için büyük bir tehlike oluşturduğunu belirterek “Bu şekilde devam edemeyiz. Hayal bile edilemeyecek bir noktaya doğru ilerliyoruz. Dünyayı içine çekme riski taşıyan bir barut fıçısı” ifadelerini kullandı.
Guterres, “Gazze, kendisiyle birlikte bütün bölgeyi tehdit eden kesintisiz bir kabus. Lübnan’dan başka bir yere bakmayın. Bölgedeki tansiyonun yükselmesi hepimizi alarma geçirmeli. Lübnan uçurumun kenarındadır. Lübnan halkı, İsrail halkı ve dünya halkları Lübnan’ın bir başka Gazze olmasını kaldıramaz” dedi.
BİDEN: UMUTSUZ DEĞİLİM
Guterres’in ardından konuşan ABD başkanı Joe Biden konuşmasında şu ifadelere yer verdi;
“Savaş suçlarına karşı çıktım, nükleer silahlar azalsın diye adımlar attım, elimden geleni yaptım. Afganistan’daki en uzun savaşı bitirdim. Zor bir karardı ama bu kararı aldım. 35 ABD’li ve yüzlerce Afgan hayatını kaybetti. 20 yıl boyunca on binlerce ABD askeri yaralandı.
Biliyorum dünya zor bir zamandan geçiyor ancak ben umutsuz değilim, liderlerin böyle bir lüksü yok. Ukrayna’da Gazze’de korkunç bir vahşet gerçekleşiyor, iklim krizi devam ediyor. Birçok tehlike var. Biliyorum ki daha iyi bir geleceğe giden bir yol var.
Bizim sınavımız bizi ayırmaya çalışanlara karşı bir arada durmak. Her sene bu zorluklara karşı bir araya geliyoruz. Bir dönüm noktasında olduğumuzu düşünüyorum. Bugün verdiğimiz kararlar önümüzdeki yıllarda kaderimizi belirleyecek. İklim değişikliği, açlık gibi küresel zorluklara karşı birlikte olmalıyız. Bugün bu kararları konuşmalıyız.
Putin’in savaşı başarısız oldu. Ukrayna hala özgür, NATO her zamankinden güçlü. Bizim artık önümüzde bir tercih daha var. Ukrayna’nın bu savaşı kazanması için desteğimizi sürdürecek miyiz? Ben cevabımı biliyorum. Ukrayna adil ve kalıcı bir barışı elde edene kadar onları desteklemeliyiz.
Gazze’deki masum siviller cehennemi yaşıyor. Binlerce kişi hayatını kaybetti. Aralarında sağlık görevleri de var. Siviller çok büyük bir insani kriz içinde. Artık ateşkes zamanı. (Gazze’de) Savaş sona ermelidir. Diplomatik bir çözüm hala mümkün. Uzun vadeli çözüm için tek yol barıştır. Bunun için çaba göstermeye devam ediyoruz.
İsrail-Lübnan sınırı tam ölçekli bir savaş riski altında, bu kimsenin çıkarına değil. İnsanların evine geri dönmesi için uğraşıyoruz. Masum Filistinlilere karşı şiddetin yükseldiğini görüyoruz. İki devletli bir çözümü hak ediyorlar. İsrail barış ve güvenlik içindeyken Filistinliler de kendi devletlerinde yaşayabilmeli.”
76 DEVLET BAŞKANI KATILIYOR
BM Sözcülüğü, 24-30 Eylül tarihlerinde düzenlenen 79. BM Genel Kurulu’na bu yıl 76 devlet başkanı, 4 prens, 2 hükümet başkanı, 42 başbakan yardımcısı, 9 bakan, 54 bakan yardımcısı ve AB delegasyonunun katılacağını bildirdi.
Öte yandan katılımcılardan sadece 19’unun kadın olması dikkati çekti.
FAHRETTİN ALTUN’DAN BM PAYLAŞIMI
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, barışın anahtarı olmak için küresel sorunlarda elini taşın altına koymaktan çekinmeyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu’nda dünyaya ve uluslararası topluma, vicdanı acıtan sorunlarla ilgili çağrılarda bulunacağını bildirdi.
Altun, sosyal medya hesabından, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, New York’ta BM 79. Genel Kurulu’nda yapacağı konuşmaya ilişkin paylaşımda bulundu.
Fahrettin Altun, “Bugüne kadar uluslararası platformlarda yapmış olduğu tüm konuşmalarda ‘Daha adil bir dünya’ için hakikati dile getiren, yarının dünyasını bugün inşa etmekte olduğumuz bilinciyle, evlatlarımıza müreffeh bir dünya bırakabilmek için çabalayan, çocukların öldüğü ve öldürüldüğü bir dünyada, hiç kimsenin masum olmadığını ve olamayacağını uluslararası toplumun vicdanına hatırlatan, barışın anahtarı olmak için küresel sorunlarda elini taşın altına koymaktan çekinmeyen Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan, bugün bir kez daha Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda dünyaya ve uluslararası topluma, vicdanımızı acıtan sorunlarla ilgili çağrılarda bulunacak.” ifadesini kullandı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Altun, şunları kaydetti:
“Biz de bir kez daha ‘daha adil bir dünya mümkündür’ ve ‘dünya 5’ten büyüktür’ çağrılarımızdan hareketle, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadeleriyle ‘Birleşmiş Milletler’i kapsayıcı vasfına yakışan, daha adil bir dünya düzeni için çözümler üretebilen, tüm insanlık adına ortak iradenin vücuda getirildiği bir teşkilat olarak yeniden yapılandırılması gerekliliğini, uluslararası toplumun, Birleşmiş Milletler prensipleriyle çelişir şekilde, ambargolarla dünyadan koparılmaya çalışılan Kıbrıs Türkleri’ne yönelik zulme son vermesi ve bir an önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ni resmen tanıması gerekliliğini, Doğu Akdeniz’de barış ve istikrarın sürmesinin, tüm tarafların hak ve hukukuna saygı gösterilmesine bağlı olduğunu, Filistin halkına yönelik zulüm sürdükçe, Orta Doğu’nun kalıcı barış ve istikrara kavuşmasının mümkün olmadığını, bunun için işgal, ilhak ve yasa dışı yerleşim politikalarına mutlaka ve derhal son verilmesi gerekliliğini, Kudüs’ün 1947 tarihli Birleşmiş Milletler kararına dayanan uluslararası statüsüne, Harem-i Şerif’in mahremiyetine ve Filistin halkının haklarına yönelik ihlallere karşı durmayı sürdüreceğimizi, Afrika’yla yüzyıllara dayanan köklü bağlarımızdan aldığımız güçle, bugün de kıtayla ve Afrika Birliği’yle dayanışma içinde olmayı sürdüreceğimizi, artık herkesin kabul ettiği gibi Karabağ’ın, Azerbaycan toprağı olduğu gerçeğini, terörizm belasıyla mücadeleyi, terör örgütleri arasında ayrımı reddeden, samimi ve etkin bir uluslararası iş birliğiyle kazanabileceğimiz gerçeğini’ bir kez daha vurguluyoruz.”