Evinde rahatsızlanarak hastaneye kaldırılan ve yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamayarak hayatını kaybeden Yeşilçam’ın usta ismi Cüneyt Arkın bugün son yolculuğuna uğurlanıyor.
85 yaşında aramızdan ayrılan efsane jön için ilk tören Atatürk Kültür Merkezi’nde yapıldı. Tören, Cüneyt Arkın’ın unutulmaz filmlerinden kesitlerin yer aldığı sunum ile başladı. Arkın, dakikalarca ayakta alkışlandı.
BABASININ TABUTUNU SEVDİ
Cüneyt Arkın’ın cenazesi eşi Betül Cüreklibatır, oğulları Murat Arkın, Kaan Cüreklibatır ve yakınları tarafından Zincirlikuyu Gasilhanesi’nden alındı. Arkın’ın Türk bayrağına sarılı tabutu, cenaze aracına kondu. Gözyaşlarını tutamayan Murat Arkın babasını tabutunu sevdi.
Cüneyt Arkın’ın naaşı törene dakikalar kala AKM sahnesine getirildi…Betül Arkın: Gitti dünyayı kurtardı kendini kurtaramadı maalesef
Yeşilçam’ın efsane ismi Cüneyt Arkın’ın eşi Betül Arkın, naaşı Atatürk Kültür Merkezi’ndeki törene girerken yaptığı açıklamada, “Gitti, dünyayı kurtardı. Kendini kurtaramadı maalesef. Evinde ölmek isterdi. Evinde öldü.” dedi.
Anma törenine Ediz Hun, Ahmet Arıkan, Nuri Alço’nun da aralarında bulunduğu Yeşilçam’ın ünlü simaları katıldı. Cüneyt Arkın’ın oğulları babalarını duygu dolu sözlerle anlattılar.
Murat Arkın (Oğlu): Böyle insanlara ağlamak değil, destan yaraşır
“Bizim ailemiz güzel bir aile hem de çok güzel bir aile… Ama bugün sizlerin sayesinde şunu anladım bizim ailemiz sandığımızdan daha büyükmüş… Bugünü organize eden, emeği geçen herkese çok teşekkür ederim. Babam övülmeyi çok seven bir insan değildi. Bu tören ailesi için sizler için… Onu seven sayan milyonlar için. O hayatında hep ‘milletim’ dedi, ‘halkım’ dedi, ‘vatanım’ dedi ve şimdi cennete gitti biliyorum. Gerçekten böyle adamlar cenneti bile vatan yapacak adamlar. Benim için gerçekten konuşmak çok güç. Baktığım her yerde o var . Her şeyi ondan öğrendik, attığım adımda, baktığım her yerde o var. Başım belaya girdiğin de yine o var. Bana “oğlum bela üzerine gelirse kaç bir adım geri at, bu senin korkak olduğunu göstermez. Baktın gelmeye devam ediyor, bir adım daha geri at. Baktın adım atacak yerin kalmadı, o zaman beladan daha bela ol” derdi. Dini, dili, ırkı, meshebi, rengi, politik görüşü ne olursa olsun tüm insanlarımızı birleştirici bir unsur oldu Cüneyt Arkın; ne mutlu bize! Onun filmleriyle açılışı yaptık ben de onun filmlerinden bir replikle bitirmek istiyorum sözümü. Bugün çok ağlayan insan gördüm, zaman zaman hıçkıra hıçkıra, zaman zaman da çekindiği için yüreğinden ağlayanları gördüm… ‘Ağlamayın bre! Böyle insanlara ağlamak değil, destan yaraşır.”
Kaan Polat Cüreklibatır (Oğlu): Bana öğrettiklerin için teşekkürler
“Ailemiz çok güzel bir aile birbirini seven sayan ve kollayan bir aile… Büyüdük, evlendik, çocuklarımız oldu. Temelimiz bizi eğiten, bize öğretmen olan babamız… Aslında onunki ölüm değil. Ölümle gelen ölümsüzlük. Hayatı çok zor yaşamış ama dolu dolu yaşamış… Anneme hep şöyle derdi ‘Betül sen dünyaya yetecek kocaman bir merhametsin’, Murat’a ‘santranç oynarken beni yine yendin oğlum’ derdi. Bana gelince ‘ne güzel gözlerin var, dünyaya mavi mavi gülümsüyorsun’ derdi. Küçüktüm bir röportajında ‘çocuklarınızı nasıl yetiştiriyorsunuz’ diye sormuşlardı. Şu cevabı verdi: Ben çocuklarımın mutlu olmasını, gülmesini ve iyi insan olmasını istiyorum. Çocuktum anlayamamıştım, iyi insan nedir? nasıl olunur? diye. Filmlerini izleye izleye iyi insan olmayı öğrendim. Mütevaziliği, iyilerin hep kazandığını, kötülerin kaybettiğini öğrendim. Son kitabının yazılarını bana yazdırmıştı, bütün bedeninin ruhunun bana geçtiğine inanıyorum. Bir makalede şöyle diyordu ‘hayatı yaşamak cesaret ister’. Yaşam cesaretinin ta kendisiydi o… Bize düşen de onun eserlerini yaşatmak, ben onun önünde sevgi ve saygıyla eğiliyorum. Bana öğrettikleri için teşekkür ediyorum.”
Ediz Hun: Bedenimden bir parça koptu
“Acımız çok büyük. Sevgili Cüneyt’imizi ebediyete uğurluyoruz. Sene 1963 sevgili Cüneyt ile sinemaya girşimizin yılı… 59 yıl geçti. Olağanüstü bir insandı. Her rolün üstesinden gelirdi. Emsalsizdi. Çok çalışkandı azimliydi. Zamanın akışının içinde Medrano Sirki vardı. Dolmabahçe’de haftalarca eğitim aldı. Her rolün üstesinden gelebilmiş başarılı bir sanatçıdır. Amerikan sinemasında zamanında kovboy filmleri vardı. Aramızda onları hatırlayanlar vardır… Cüneyt gibi melekelere sahip değilllerdi. Kıta Avrupası’na geçtiğimizde James Bond filmlerini hatırlıyorum. Ama Cüneytteki ön sezi ve yaratıcılık onlarda yoktu.
Fransa’ya geçtiğimde Alain Delon gibi isimler vardı, hepsi çok başarılıydı. ama Cüneyt’deki melekeler onlarda gelişmedi. İtalyan sinemasında mükemmel aktörler vardı. Cüneyt’teki emsalsiz enerjiye sahip değillerdi. Bedenimden bir parça kopmuş gibi hissediyorum. Zaman akıyor, tarih değişiyor. Tarihin yapraklarına Cüneyt Arkın ismi altın harflerle yazılacaktır. Aziz hatırası önünde saygıyla eğiliyorum.”
Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen
“Bugün hepimiz büyük bir acı içerisindeyiz. Gençlik yıllarımız, Üniversite çağına kadar ki yıllarımız bir arada geçirdiğimiz günler Sinema şeridi gibi akıp gidiyor. Fahrettin sinema dünyasına doktorluktan vazgeçip girmiş değerli bir arkadaşımdı.
Fahrettin, İstanbul Tıp Fakültesi’ni kazandı. Fırsat buldukça Eskişehir’e gelir arkadaşlarıyla vakit geçirirdi. Çok büyük bir sanatçıydı. Fahrettin yalnızca büyük bir oyuncu değil, çok da iyi bir edebiyatçıydı. Lisede aynı sırayı paylaştık.
Eğer sinema dünyasına katılmasaydı, Türkiye’nin en büyük çocuk hastanesini yapmak vardı. Bir diğer özelliği de katıksız bir Atatürkçüydü… Halk kahramanıydı, filmlerinde halk kahramanlarını temsil ederdi. Ben gençlere, yeni yetişen kuşaklara söylüyorum, Fahrettin’in bilinmeyen yönlerini araştıralım okuyalım.”
İstanbul Valisi Ali Yerlikaya
“Merhum Cüneyt Arkın benim de ilk gençlik yıllarımın karamanıydı. O güçsüzlerin yanındaki güçtü. O kötünün karşısındaki iyidi. Malkoçoğlu’ydu, Kara Murat’tı, Battal Gazi’ydi, Öğretmen Kemal’di, hem doktor Fahrettin Cüreklibatır, hem Cüneyt Arkın olarak yüreğimizdeki vatan ve millet sevilsini iyilik ve dürüstlüğün beyaz perdedeki temsilcisiydi. Bakışı çok güzedi. Şahin bakışlı diyoruz biz ona daha çok. 58 yıl önce Gurbet Kuşları’yla adım attığı sinemadan ebediyete uçtu. Kaleme aldığı kitabında ‘benim kahramanım Türk halkı’ diyordu. Şimdi milyonlar onu gözyaşlarıyla uğurluyor. Konya’dan babamı aradım. ‘Başta ailesi olmak üzere bütün sevenlerine, sinemadaki bütün dostlarına başsağlığımı iletirsen mutlu olurum’ dedi. Babamın beni ilk sinemaya götürdüğü günü hatırlıyorum. O zaman aileler yaz kış sinemaya gider, filmleri izler, onun izlerini günlerce anlatırlardı. Düşünün bir kere babamın kahramanı, benim kahramanım, evlatımın da kahramanı… 3 kuşağın kahramanı oldu. Kolay değil bu izi bırakabilmek. Gönüllerde bu algıyı oluşturabilmek. Gönülden dua ediyoruz. Rabbim onu rahmetiyle kuşatsın. Mekanı cennet olsun. Kıymeytli ailesinin sevenlerinin milletimizin başı sağolsun. Cüneyt Arkın’ın manevi huzurunda saygıyla eğiliyorum.”
Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy
“Türk sinema tarihinin maalesef bir devri kapanıyor. Kimliğinde, karakterinde sanatçı sıfatını taşıyan Cüneyt Arkın’ı ebediyete uğurluyoruz. Yüce rabbim mekanını cennet eylesin. Sanat camiamızın başı sağolsun. Yüreğimize bir burukluk, bir acı çöktü. Cüneyt Arkın daima hatırlanacak, bıraktığı izler asla silinmeyecektir. Yol göstermeye, hafızamızı tazelemeye devam edecektir. Bugün onu uğurlarken dilimizde sadece şükran duyuyor olmamız her şeyi anlatıyor zaten. Atlas Sineması’nda bir köşeyi Cüneyt Arkın için ayıracağız ailesiyle görüşüp en iyi şekilde yaşatacağız.”
Numberone.com.tr