Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic’le yaptığı baş başa, heyetler arası ve 3’üncü Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısının ardından dün ortak bir basın toplantısı düzenledi. ABD’nin Doğu Akdeniz Doğalgaz Boru Hattı Projesi’nden (EastMed) desteğini çekmesi ve İsrail’le yapılması muhtemel görüşmeler hakkındaki soruyu Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hertzog’la yapmakta olduğumuz görüşmeler var. Belki Sayın Hertzog’un Türkiye’ye bir ziyareti olabilir” şeklinde yanıtladı. Gazeteci yazar Ertuğrul Özkök, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu cevabını Number1 FM‘deki ‘Ertuğrul Özkök ile Günün Yorumu’ isimli sesli köşesine taşıdı.
Konuya ilişkin yorumlarda bulunan Özkök, “Orta Doğu bölgesinde gerçek anlamda demokrasi denilebilecek iki ülke var: Biri İsrail, biri hala her eşeye rağmen Türkiye” dedi.
Türk siyasetçilerinin dış ülkelerle arasındaki iletişim politikasını eleştiren Ökzök, “Dilimizle öteki ülkelerin iç meselelerine karıştık ve bunu sanki kendi üzerimize düşen bir görev gibi de kendi kendimizi ikna ettik. Ama aynı zamanda başkaları bizimle ilgili bir şey söylediğinde de fena halde bozulduk.” ifadelerini kullandı.
“GEÇMİŞE YÖNELİK BU SAPTAMIYI DA YAPMADAN GEÇEMİYORUM”
Gazeteci yazar Ertuğrul Özkök, sesli köşesinde şu ifadelere yer verdi:
“İyi günler… Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Balkanlar’dan gelirken uçakta gazetecilere çok önemli bir haber verdi. Daha doğrusu bir ihtimal. Buna göre İsrail Cumhurbaşkanı, Türkiye’ye bir ziyarette bulunabilir. Bu 2010 yılındaki Avrasya Feribotu, ki gereksiz bir olaydı… O gereksiz Avrasya Feribotu olayından sonra iyice gerginleşen Türk-İsrail ilişkilerinde en önemli adımlardan bir tanesi. Şimdi bir kere önce şöyle bir gerçeği kayda geçirelim. Orta Doğu bölgesinde gerçek anlamda demokrasi denilebilecek iki ülke var: Biri İsrail, biri hala her eşeye rağmen Türkiye… Dolaysıyla bu bölgede birbirilerini en iyi anlayabilecek durumda olan iki ülke, halkına karşı seçimlerde hesap vermek zorunda bulunan iktidarlarca yönetilen Türkiye ve İsrail olabilir. Bunu bir yere kaydedelim.
İkincisi; Türkiye’nin İsrail ile ilişkileri aynı zamanda Batı ile ilişkilerinin de bir tür anahtarı. Dolayısıyla ben bu gelişmeyi çok olumlu buluyorum. Ama bu olumlu bulduğumu söylerken geçmişe yönelik bir saptamayı yapmadan da geçemiyorum. Allah aşkına biz son 10 yılda Mısır’la, Arap ülkeleriyle, İsrail’le, Suriye’yle, öteki ülkelerle, Yunanistan’la neden bu kadar kötü bir hale geldik? Ben size söyleyeyim mi neden olduğunu? Dilimiz yüzünden… Bitmek tükenmek bilmeyen seçim meydanlarında gereksiz bu ülkelere karşı söylenen ağır sözler nedeniyle ilişkilerimiz bozuldu. Yani bir anlamda dilimizle öteki ülkelerin iç meselelerine karıştık ve bunu sanki kendi üzerimize düşen bir görev gibi de kendi kendimizi ikna ettik. Ama aynı zamanda başkaları bizimle ilgili bir şey söylediğinde de fena halde bozulduk. Yani açıkça konuşalım; çifte standart bir politika izledik biz. Şimdi bu çifte standart politikadan uzaklaşıyoruz. Ama tehlike şu: önümüzde yine bir seçim var. Bu diller yine iç politika konusunda aynı konuları kaşımaya, kullanmaya başlayabilir. O nedenle de diyorum; sayın siyasetçiler lütfen artık iç siyasette Türkiye’nin komşularıyla olan ilişkilerini bozacak laflar etmeyin. İnşallah İsrail Cumhurbaşkanı Türkiye’ye gelir ve ilişkilerimiz düzelir.”
Numberone.com.tr