Ertuğrul Özkök: “Bundan daha önemli bir haber yoktu”

İsrail Başbakanı Naftali Bennett, ‘tarihi’ olarak tanımlanan bir resmi ziyaret kapsamında Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) gitti. Zira Bennett’in gezisi, ilk defa bir İsrail Başbakanı’nın BAE’ye düzenlediği resmi ziyaret olma özelliği taşıyor. Bennett, bugün Abu Dabi’de BAE Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid el Nahyan’la görüştü. Bu görüşmeye dair düşüncelerini, Number1 FM‘deki ‘Ertuğrul Özkök ile Günün Yorumu’ isimli sesli köşesinde paylaşan gazeteci-yazar Ertuğrul Özkök, Orta Doğu’da tarihe gömülen kavramlardan bahsetti.

Özkök, “Şimdi bakın böyle bir kozmografya, böyle bir fotoğraf içerisinde Türkiye’nin yeri ne olacak? Artık buna bizim de gerçekçi bir şekilde bakma zamanımız geldi.” dedi.

“AMA O ZAMAN ŞUNU SORMAYACAKLAR MI?”

Atatürk’ün ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ sözlerini hatırlatan Özkök, şunları söyledi:

“Evde otururken önüme birden New York Times’tan gelen bir haber düştü. Haber şuydu: İsrail Başbakanı, yani Netanyahu ayrıldıktan sonra gelen yeni başbakanı, Birleşik Arap Emirlikleri’ne resmi bir ziyarette bulunacaktı. Birleşik Arap Emirlikleri Emiri’nin Türkiye’ye yaptığı ziyaretten hemen sonra bu haber tabii ki benim çok dikkatimi çekti. Bundan daha önemli bir haber yoktu. Düşünün, çok değil bundan daha 10 yıl önce pasaportunda İsrail damgası bulunan insanlar Arap ülkelerine alınmıyordu, Arap ülkeleri damgası bulunanlar İsrail’e alınmıyordu ve bu İsrail ile Arap ülkeleri arasında kanlı bıçaklı bir savaş vardı. Ama günümüzün real gerçekçi politikaları artık bütün ülkeleri böyle bir noktaya getirdi.

Şimdi bakın böyle bir kozmografya, böyle bir fotoğraf içerisinde Türkiye’nin yeri ne olacak? Artık buna bizim de gerçekçi bir şekilde bakma zamanımız geldi. Öyle İsrail olayına bakıp, benim küçüklük ideallerim, çocukluk ideallerim, işte efendim Filistin şu bu falan gibi gailerle bakma zamanı geçti. Çünkü Orta Doğu’da iki tane kavram var ki tarihe gömülüyor. Biri; Müslüman Kardeşler, ötekisi ise Yeni Osmanlılık. Evet bunların ikisi de tarihe gömüldü. Ve artık bundan böyle yapılacak politikalarda gerçekçi olmak lazım. Bakın ne gibi durumlarla karşı karşıya kalıyoruz… Gidip Katar’la anlaşma yapıyoruz biz. Gayet güzel ekonomik anlaşmalar… Her şey iyi diyoruz ama ertesi gün öğreniyoruz ki; Katar, Kıbrıs’ta yani Güney Kıbrıs’ta bizim karşı çıktığımız alanlarda petrol aranması için Kıbrıs’ta ortak şirkete girmiş. Evet, politikalar artık böyle çok yönlü ve bunlara bakarken ideolojik bakışlardan çıkma zamanı geldi. Yani Türkiye kendi Misak-ı Milli sınırları içerisinde barış içinde, Atatürk’ün bize bıraktığı o sloganla ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ barışıyla yoluna gitmek zorunda. Ama bütün bunlardan geriye bir tek soru kalıyor: Evet, Türkiye’de bütün Arap ülkeleriyle, bütün İsrail’le, şu anda kavgalı olduğu bütün ülkelerle barışma yoluna girdi. Ama o zaman şunu sormayacaklar mı? Dış ülkelerle, bu kadar laf ettikten sonra barışabilen bir siyasi anlayış, kendi içinde kendi halkıyla da barışmayı sağlayamaz mı? Sağlayabilirse, Türkiye açısından da kendi açısından da çok güzel bir sonuç elde edilir. Ama artık hepimiz ‘Yurtta sulh, cihanda sulh’ sloganının bize neler katabileceğini düşünüp, bu yolda yürümeye başlamamız gerekiyor.”

Numberone.com.tr

13.12.2021/15:36

Haber

İlginizi Çekebilir