MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuşuyor.
Bahçeli, konuşmasına usta tiyatro sanatçısı Nejat Uygur’un vefatını hatırlatarak başsağlığı dilekleri ile başladı.
MHP Lideri, 24 Kasım Öğretmenler Günü’nü de unutmadı ve tüm öğretmenlerin yaklaşan öğretmenler gününü kutladı.
Dershanelerin kapatılmasına yönelik hazırlıklar ve bununla ilgili tartışmalar da MHP Lideri’nin gündemindeydi. Bahçeli, ”Dershanelerin kapatılarak özel okullara dönüştürülmesi bizim yıllar öncesinden belirlediğimiz hedeftir” dedi.
Bahçeli’nin konuşmasından satır başları şöyle:
DERSHANE TARTIŞMASI
”Hükümet; adına reform ve devrim denilerek milli eğitim sisteminin posası çıkarılmakta derisi yüzülmektedir. Şimdi de dershane meselesi çıkarılmıştır. Ailelerin istekleri kökten çözülmüştür de bir tek halledilmesi gereken dershaneler kalmıştır.
İlke olarak dershanelerin özel okula dönüşmesi gerektiğini önceden gündeme getirmiştik. Dershanelerin kaldırılması yerinde bir uygulamadır. Dershane sahiplerini mağdur etmeyecek çare de bulmak lazımdır.
Bize göre önemli ve öncelikli olan dershanelere olan ihtiyacın tamamen ortadan kalkması ve kaldırılmasıdır. Bu gerçekleşmeden, dershane sistemiyle sırf başka nedenlerle oynamak, telafisi çok zor olacak boşluklara ve çalkantılara meydan verebilecektir.
Öğrencilerin dershaneye mecbur bırakılması acizlik. Dershaneye mecbur bırakan nedenler masaya yatırılmalı. Öğrencilerin okulda bulamayıp da dershanelerde aldığı nedir? Oradaki öğretmenlerle milli eğitim sistemindeki öğretmenler aynı tedrisatın öğretmenleridir. Başbakan ve hükümetinin dershane üzerinden yürüttüğü politikanın esasen nedeni nedir? İşler şimdi mi sarpa sarmıştır?
BARZANİ-BAŞBAKAN BULUŞMASI
Türkiye Cumhuriyeti’nin 90 yıllık tarihinde bugünkü kadar ihanet görülmemiştir. Aziz milletime sesleniyorum. Bugün büyüğünden bir Türkçe sözlüğünü açıp bakıp. İçinde bulunduğumuz ortamı tarif edecek bir ifade bulamazsınız.
Türkiye’nin geçtiğimiz Cumartesi’nden beri yaşadığımı manzaralar kabul edilecek şeyler değildir. Türkiye 16 Kasım günü hiç olmadığı kadar küçük düşürülmüştür. Türk vatanı bir avuç soyu sopu karışık vicdanı çürümüş yüzlerin meydan okumasına sahne olmuştur. Biz devlet olduk olalı hiç bu kadar zulüm görmemiştik, hançerlenmemiştik. İhanet hiç bu kadar statü elde etmemişti. Ali Kemal yattığı yerden kalkmış, Damat Ferit hortlamıştır. Başbakan Erdoğan olmayan kalitesinin gereğini yapmış Barzani’yi Diyarbakır’a davet etmiş, muhatabını bağrına basmıştır.
Yanına aldığı 37 yıl sonra Başbakan’ın vizesi ile gelen Şivan Perwer isimli bölücü ve sözde şarkıcı ile gövde gösterisi yapmıştır. Sanki babasının çiftliğine gelir gibi Türkiye’ye girmiştir. ‘Terörist olan Türkiye devletidir” sözlerini İsveç’te sarf eden kişi bu kişidir. ‘Allah kahretsin Türk dilini başımızdan def edelim’ sözünü sarfeden bu kişidir.
Bir eşkiyaya bu denli sıcaklığın anlaşılabilir bir tarafı kesin kes yoktur. Başbakan Erdoğan ya Kandil yetiştirmesidir ya Türk düşmanıdır ya da Türk milletinin kanını emmeye çalışanların özel görevlisidir. Söyler misiniz bana Türkiye Cumhuriyeti’ni PKK severlerin yönetmesi Türk milleti için kıyamet alameti değil midir? Birisi ödül verecek kadar şuur kaybına uğrar birisi anma günü düzenleyecek kadar gözü kararır.
PKK’lı Ahmet Kaya’nın ağızını ölümünden 13 yıl sonra yapmıştır. Başbakan madem bu kadar Ahmet Kaya hastasıdır o zaman en kısa sürede onun adına bir anıt yaptırmalı yakınlarında bir ev tutatarak sürekli seyretmelidir. Başbakan’a göre bu arkadaşın suçu saz çalmakmış. Başbakan ile Barzani’nin gelişi tarihi olarak gösterilmiştir.