Cumhurbaşkanı Erdoğan, “31 Mayıs Dünya Tütüne Hayır Günü” dolayısıyla düzenlenen gençlerle buluşma programında konuştu.
Erdoğan, şunları söyledi:
* Koronavirüs salgınıyla mücadele ettiğimiz bir dönemde sizlerin bu gayretleri daha fazla anlam kazanmıştır.
* Çünkü Kovid-19 virüsü tıpkı tütün ürünleri gibi en büyük tahribatı akciğerlere yapıyor. Geride telafisi imkansız hasarlar bırakıyor.
* Sigara içenler, tütün ürünleri kullananlar koronavirüs hastalığından içmeyenlere göre daha olumsuz etkileniyor.
* Ayrıca bilimsel araştırmalar sigaranın 50 farklı hastalığın sebebi ve tetikleyicisi olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
* Dünya genelinde her yıl 7 milyon, ülkemizde ise 100 bin kişi tütün kullanımına bağlı hastalıklar sebebiyle hayatını kaybediyor.
* Bu vahim tablo karşısında birçok ülke koronavirüs salgınıyla beraber sigara satışına sigara içilen mekanlara türün kullanımına yönelik sert tedbirlere başvurmuştu. Hatta kimi yerlerde sigara ve tütün ürünlerinin satışı tamamen yasaklanmıştır.
* Türkiye olarak biz de bilim kurulumuzun tavsiyeleri doğrultusunda virüsün yayılmasını engellemek ve insanımızın sağlığını korumak için pek çok önlem aldık.
* Nargile salonu, kıraathane, eğlence merkezi, gece kulübü, bar gibi tütün ürünlerinin yaygın olarak kullanıldığı mekanları süratle kapattık.
* 1 Haziran itibari ile uygulanacak normalleşme takvimimizde de vatandaşlarımızın sağlığını gereksiz şekilde riske atacak adımlardan uzak durduk.
* Dünyada yaklaşık 400 bin insanın hayatına mâl olan, buluşma gücü ve hızı son derece yüksek bu virüse karşı yürüttüğümüz zorlu mücadelede hata yapma şansımız yoktur.
* Eğlence mekanları ile nargile içilen yerler bir süre daha kapalı kalmaya devam edecek.
* Bizim için insan sağlığı, her türlü hesabın üzerindedir. Önümüzdeki dönemde de bu konudaki hassasiyetimizi ve kararlılığımızı sürdüreceğiz.
* Para kazanma hırsının insani değerlerin hatta insan hayatının önüne geçtiği tuhaf zamanlarda yaşıyoruz.
* Libya’dan Yemen’e, Suriye’den Afrika’ya kadar dünyanın birçok bölgesinde rant kavgalarının acı sonuçlarıyla yüzleşiyoruz.
* Daha fazla para kazanma, daha çok maddi çıkar elde etme hevesi bir avuç mutlu azınlık dışında kimseye refah getirmiyor.
* İnsanı insanın kurdu olarak gören vahşi kapitalizmin en çok dirayet ettiği sektörlerin başında şüphesiz tütün endüstrisi vardır.
* İnsanların hayatı, sağlığı, huzuru pahasına kendilerine ikbal devşiren zenginleşen çarpık bir zihniyetle karşı karşıyayız.
* Tütün endüstrisinin ürettikleri zehre yeni müşteriler bulmak için çok farklı yollar denediğini de biliyoruz. Propaganda ve manipülasyon, en yaygın satış yöntemleri olarak özellikle öne çıkmaktadır.
* Sinema sektörünün de katkısıyla sigara uzun yıllar özgürlük, zarafet, zenginlik ve güç aracı olarak sunulmuştur.
* Sigaranın kilo kontrolüne yardımcı olduğunu, zayıflattığını iddia eden reklamlar yapılmıştır.
* Çizgi film karakterleri kullanılarak gençler ve çocuklar, çok erken yaşlarda sigaraya özendirilmiştir.
* Tütün endüstrisinin görünürlüğünü ve kullanımını sınırlayarak ve tütünün zararları hakkında farkındalığı yükselterek bireylerin özgür karar verebilmesi için yapılan her düzenlemeye özel hayata müdahale ve özgürlük kavramları üzerinden savaş açılmıştır.
* Devasa bir ekonomik güce hükmeden bu sektör, pek çok ülkede kendine taşeronlar bulmakta da zorluk çekmemiştir.
* Türkiye 1970’lerde bol bol içki ve sigara içilir temennisiyle meyhane açan gümrük ve tekel bakanları dahi görmüştür.
* Son 18 yıldır sigara, alkol ve uyuşturucuya karşı verdiğimiz mücadelede biz de hem tütün endüstrisinin hem de onların gönüllü avukatlarının ithamlarına maruz kaldık.
* Ülkemiz genelinde dumansız hava sahasını genişletmeye, bütün bunlara yönelik tüm adımları attığımızda belli çevrelerin tepkisiyle karşılaştık.
* Alkol düzenlemesinden uyuşturucuyla mücadeleye kadar her adımımız engellenmeye çalışıldı.
* Batılı ülkelerde benzerleri olan düzenlemeleri hayata geçirerek bu ülkenin gençlerini, reklam bütçesi milyarlarca doları bulan tütün endüstrisinin sinsi tuzaklarından koruma çabalarımız baltalandı.
* Bu yöndeki gayretlerimizi özgürlüklere müdahale ithamıyla yasakçılık, baskıcılık iftirasıyla yaftaladılar. Böylece gençlerle aramızı açmaya çalıştılar.
* Oysa genç olmak özgür olmaktır, genç olmak kendi kararlarını alabilmektir, genç olmak bağımsız düşünmektir, genç olmak yeri geldiğinde küresel hegomonların özellikle medya, sinema ve müzik sektörü vasıtasıyla yürüttükleri bilinçli algı kampanyalarına kafa tutmaktır.
* İşte tütün endüstrisi, on yıllardır kendi kasalarını doldururken milyonlarca genci dünya genelinde özgürlüğünden etmiş bağımlı bir hayata hapsetmiştir. Genç olmak, bu gerçeği görüp teslim olmamaktır.
* Milletimizin parlak geleceği, teslimiyetçi ve bağımlı olmayı reddeder.
* Dünya Tütüne Hayır Günü temasının gençleri sektörünün ayak oyunlarından korumak sigara ve tütün ürünleri kullanmalarını engellemek olarak belirlenmesini son derece anlamlı buluyorum.
* Gençlerimizi sigara, içki ve uyuşturucunun zararlarına karşı ne kadar bilinçlendirirsek geleceğimize o denli güvenle bakabiliriz.
* Hep söylediğim gibi milletimizin parlak geleceği, teslimiyetçi ve bağımlı olmayı reddeder.
* Bilgi ve teknolojinin bütün imkanlarını etkin şekilde kullanarak üretmeyi seçen gençlerimizin elindedir.
* Bu büyük özgürleşme mücadelesini, sadece devletin ve Yeşilay gibi kurumlarımızın mücadelesi olarak göremeyiz.
* Akademiden medyaya, öğretmenlerden aileye kadar herkesin bu sürece omuz vermesi gerekiyor.
* Hayatın farklı farklı kulvarlarında, başka başka zorluklarla mücadele ede ede yakaladığımız başarılarla göz dolduran sizin gibi gençlerimizin bu alanda sorumluluk üstlenmesi, akranları ile düşüncelerini paylaşmaları elbette takdire şayandır.
* En çok vergi yükünü sigaraya yüklüyoruz. Biz bu sigara müptelası olan vatandaşlarımızı çok seviyoruz.
* Onların sigara fiyatlarını arttıralım, belki o zaman bu işten yavaş yavaş kaçarlar diye düşünüyoruz fakat yine de kaçmıyorlar nedense? Ama biz yine vergiyi sigaraya bindireceğiz.