Seda Bakan’la başrolü paylaştığı Öldür Beni Sevgilim’le beyazperdede boy gösteren Murat Boz, Sabah’tan İlker Gezici’ye konuştu. Boz, Piyangodan büyük ikramiyenin kendisine çıkması durumunda, “İhtiyacı olanlara dağıtırım. Bence devletin büyük ikramiye çıkana özel destek vermesi lazım. Parayı nasıl değerlendireceği konusunda ve psikolojik olarak bilinçlendirmesi gerek. Çünkü büyük ikramiye sonrası hayatı dağılan birçok örnek var” dedi. İşte Boz’un röportajından öne çıkan kısımlar…
İlk kazandığınız parayı hatırlıyor musunuz?
– Evet, lise ikinci sınıftaydım.Rapsodi diye bir grubumuz vardı. İlk defa sahne aldığım bir dönemde oradan 50 lira gibi bir para kazanmıştım. Bir öğrenci için çok büyük paraydı.
Para ve şöhret insanları değiştirebiliyor…
– Para ve şöhretle değişen şey aslında çevrenizin artan beklentisi. Beklentiyi karşılayamıyorsan; egolu oluyorsun. Ben hiçbir zaman şöhretin büyüsüne kapılmadım. Buna kapılırsan kendini olduğundan daha farklı görüyorsun; ben bu tuzağa düşmedim. Kendimi koruma adına özel çaba sarf ettim. Şöhret olmadan önce görüştüğüm arkadaşlarımla bağımı koparmadım. Aile değerlerini korumaya özen gösterdim. Sadece işimle ilgili olmaya çalıştım.
Bugünlerin hayalini kurmuş muydunuz?
– ‘Bir gün böyle olacağım’ diye hayaller kurmamıştım, kısa vadeli hayallerim vardı. İlk zamanlarda zor günlerim oldu. O günlerde bile hayal kurmaya devam ettim ama ‘İstanbul seni yendim’ diye de bağırmadım. Müzik bir derya. Hiç azıyla yetinemiyorsun. Daha iyisini yapma isteği hep var.
Hit yapamama endişesi yaşıyor musunuz?
– Ben de bunu çok sordum kendime. Sonra ‘Dön CV’ne bak’ dedim. En büyük kriterim; konserlerde aldığım tepkiler. Şarkılarımın bir ağızdan söylenmesi, kendime verdiğim en güzel cevap. En büyük tatmini sahnede yaşıyorum.
Parayla ilişkiniz nasıl?
– Paranın hayatıma çok fazla bir şey kattığını, mutluluk getirdiğini görmedim. Benim sadece araba keyfim var. Biz erkekler çocuk gibiyiz. Arabalar da çoğumuzun tutkusu. Onun dışında parayla çok ilişkim yok, har vurup harman savurma durumum da olmadı hiç.
Yatırımlarınızı nasıl değerlendiriyorsunuz?
– Babası işçi, annesi öğretmen biri olarak ailemden aldığım terbiye; savruk olmamak ve ulaşabildiğim insanlara ulaşmak. Gayrimenkul yatırımlarım oldu. İçinde oturacağım bir evi alırım, fazlasına ihtiyacım yok.
Aslı Enver’le birliktesiniz. Evlilik söylentileri de arttı…
– İlişkimizi korumak adına bu konuda konuşmama kararı aldık. Ama şunu söyleyebilirim; birbirimizi çok seviyor olmasak, aramızda aşk olmasa, birlikte olmazdık.