Jared Leto’nun hikayesi kimseninkine benzemiyor. Oldukça genç yaşta Hollywood’un gözdesi olan ve aralarında, Dövüş Kulübü, Panik Odası, Amerikan Sapığı, Bir Rüya İçin Ağıt ve İskender gibi çok sayıda dev projede önemli roller üstlenen Leto, geleceğin en parlak erkek oyuncularından biri olarak kabul ediliyordu.
Ancak ne olduysa oldu ve Jared Leto bir gecede kariyerine tamamen yeni bir yön verme kararı alarak müziğe yöneldi. Uzun yıllardır daha çok keyif amaçlı liderliğini sürdürdüğü 30 Seconds to Mars bu sayde dünya müzik gündemine de oturuverdi. Virgin Records’a verdiği 3 albüm sözünü tutmadığı için tam 30 milyonluk bir dava ile de yüzleşmek zorunda kalan 30 Seconds To Mars’ın yükselişi ile birlikte Leto’nun görüntüsü de değişmeye başladı.
Önce saçlarını uzatan, daha sonra kazıtan ve beyaza boyayan Leto artık sanki 70’lerden fırlamış bir glam-rock yıldızı gibi görünüyor. Onu bu halde gören hayranları ve film yapımcıları ise kendilerine sürekli Leto’nun delirip delirmediğini soruyorlar. Leto yaklaşık iki yıldır ne yeni bir albüm ne de film çalışması yapmıyor.