Kristen Stewart efsanesi

Kristen Stewart’ın gerçeklikten ödü kopuyor. Ekranda bizi enerjisiyle büyülüyor ancak halkın arasına karıştığında huzursuzlanıyor, kaşınıyor, saçlarıyla oynuyor. Milyon dolarlık gişe hasılatına sahip Twilight (Alacakaranlık) serisinin başrolünü üstlenmiş profesyonel bir aktrisin bu kadar tedirgin olması gerçekten hayret verici.

FOTO GALERİ İÇİN TIKLAYIN


PAPARAZZİLER ÇOK ZALİMLER             

“Bu tam bir çılgınlık. Biri nerede olduğumu bulduğu anda oradan kaçmam gerekiyor” diyerek anlatmaya başlıyor hayatına duyulan ilgiyi ve ekliyor: “Paparazziler çok zalimler. Benim gözümde haydutlardan farkları yok. Artık arabamı kendim süremiyorum. Çünkü bu bile tehlikeli hale geldi.” 

Nisan ayında 20 yaşına basan oyuncu, uzun süredir bu sektörde. Ancak Twilight coşkusunun kendisini bile şaşırttığını söylüyor. Ama onu şaşkına çeviren asıl şey, takındığı tavrın sempati uyandırmaktan ziyade kendisini alay konusu haline getirmesi.

Geçtiğimiz yıl MTV Movie Awards’da ödülünü elinde tutamayıp “Olduğumu düşündüğünüz kadar garibim. Hoşçakalın” diyerek sahneden inmesi konusunda hâlâ sıkıntılı: “Ödülümü yere düşürdüm ve söylemek istediklerim bir anda yok oldu.”

HİÇ DE MUTSUZ BİRİ DEĞİLİM      

Stewart’a yöneltilen eleştiriler, işinin kapsama alanı dışında kalan alanlarda hevesli olmayışıyla ilgili: Poz vermek, kırmızı halıda yürümek ve basın ordusuyla gezmek.

“İnsanlar benim daima mutsuz olduğumu söylüyor. Hiç de mutsuz değilim” diyerek kırmızı halıdaki gülümsemeyen tavrını açıklıyor: “Sadece bir insan bana seslendiğinde ağlamamak için kendimi zor tutuyorum. Bu, size fırlatılan enerjiye karşı gösterilen fiziksel bir reaksiyon.”
Ünlülerin sisteminden duyduğu rahatsızlığı ortaya koyarken isyankar biri olarak algılanıyor. Etkinliklere spor ayakkabılarla katılıyor. Evinin önünde esrar içerken fotoğraflanıyor. Küfür ediyor.

David Latterman’a verdiği röportajda da söylediği gibi: Otoriteyle problemleri var!

ÖZGÜR RUHLU ERGENLERİ OYNUYOR

Stewart, genelde kendisi gibi özgür ruhlu ve içinde bulunduğu ortamdan hoşnut olmayan ergenleri canlandırıyor. Onların nevrozlarını yansıtabilmesi, onun ne kadar güçlü bir oyuncu olduğunu ortaya koyuyor.

Stewart’ın, 20’li yaşlarındaki komşusuna duyduğu aşkı konu edinen In the Land of Women filmindeki yönetmeni Jon Kasdan, “Kristen, tüm arzusunu ve endişesini bir bakış veya gülüşle ifade edebilir. Rol arkadaşına ‘Seni çok arzuluyorum’ demesi gerekmiyor; bunu hareketleriyle gösterebilir” diyor.

BELLA SWAN OLMAK

Bella Swan’a baktığımızda onun bir arzu sembolü olduğunu görüyoruz. Kadın hayranların çoğu Robert Pattinson veya Taylor Lautner karakterlerine ilgi gösterse de Bella izleyicinin ortak arzu nesnesi haline gelmiş durumda.

Stewart, “Bella yeni filmde bir insanı sevmenin farklı aşamaları olduğunu öğreniyor” diyor. David Slade’in sözcükleriyle: “Bella bu kez uçurumun kıyısında ve bundan kurtulması gerektiğini biliyor.”

BİR FAHİŞEYİ CANLANDIRDI

Şu sıralar Stewart, vizyona girecek olan Welcome to the Rileys filmi için heyecanlanıyor. Bu filmde, ölen kızlarının yasını tutan orta yaşlı bir çiftle arkadaşlık kuran 16 yaşındaki bir striptizci ve fahişeyi canlandırıyor.

Kristen, rolüne hazırlanmak için abur cuburla beslendi, striptiz yapmayı öğrendi ve durmaksızın sigara içti. Görünüşe göre bu rol sayesinde Bella Swan karakteriyle anılmaktan da kurtulabilir.

Ama yine de şimdilik onu “Bella” olarak görenler çoğunlukta. O da izlendiğinin farkında. Herkesin aklındaki soruyu sormanın vakti geldiğini düşünüyorum: “Gerçek hayatta, Edward’ı mı yoksa Jacob’ı mı tercih ederdin?”

EDWARD MI, JACOB MI?

Bu tarz sorular onu sinirlendiriyor, “Onlardan bahsederek ilişkilerimi ucuzlatmam” diyor.

Ben de “Hangisiyle çıktığını söylersen insanlar sana aç kurtlar gibi saldırmayı bırakır” diye karşılık veriyorum. Yanıtı “Asla bırakmazlar. Bu kez de detayları öğrenmek isterler” oluyor.

ROL GEREKTİRDİĞİ İÇİN SİNİR KRİZİ GEÇİREBİLİR

Twilight serisinin ikinci filmi New Moon’un yönetmeni Chris Weitz, “Kristen’ın çalışma şeklinin sağlığını tehlikeye atan bir yanı var. Çünkü hissedemediği şeyleri yansıtmayı başaramıyor. Sinir krizi geçirdiği bir sahneyi çekmeniz gerektiğinde gerçekten kriz yaşadığını görebilirsiniz” diyor.

Haber

İlginizi Çekebilir