Ajda Pekkan’dan 2025’e enerjik başlangıç! Fit görüntüsünün sırrını Einstein’ın kütle enerji formülüyle açıklayan Süperstar, “Enerjim kütle artışıma engel oluyor” sözleriyle dikkat çekti. Pekkan, sahne temposu ve spor disipliniyle gençlere taş çıkartmaya devam ediyor.
Süperstar Ajda Pekkan, 2025’in ilk röportajını Günaydın’dan Tuba Kalçık’a verdi: “Fit görüntümün arkasında yatan Einstein’ın kütle enerji kanunu; E=mc2… Çok enerjik bir yapım var, hiperaktifim. Evde dinlendiğim zamanlarda bile zihnimde yeni projelerle ilgili düşünceleri durduramıyorum. Bu enerji sanırım kütle artışıma engel oluyor”
Türk pop müziğinin her daim genç, enerji dolu, konserleri kapalı gişe olan ismi Ajda Pekkan, 2025 yılının ilk röportajı için Günaydın’ı seçti. Müzikten gündelik yaşama, Filistin’den dünya siyasetine dek pek çok konuda önemli açıklamalar yapan Süperstar, “Müziğe başladığım zamanlar, kariyerimdeki başarıları hayal etmedim” diyor.
2024 GENEL ANLAMDA SİZİN İÇİN NASIL BİR YILDI?
Zamanın içinde yaşarken, hayata sonraki günün neler getireceği bilinmezi ile devam ediyoruz. Bazı olayları anlamlandırmak zor olabiliyor. Ancak geride bıraktığımız bir yılı analiz etmek daha kolay. Sosyal ve politik anlamda 2024’ü, 2023’ün ardılı bir yılı olarak yaşadığımızı düşünüyorum. 2023’te başlayan bazı olayları; mesela Filistin İsrail savaşı, 6 Şubat 2023 depreminin acılarını ve ekonomideki bazı sorunları 2024 yılında maalesef tamamen sonlandıramadık.
Yine bu yılda benim ve benimle birlikte milyonlarca hayvansever vatandaşımızın hassas noktası; Allah’ın dilsiz kulları, yanlış yayılımcı kentleşmeler ile yaşam alanlarını ellerinden aldığımız, sonra da yaşama haklarına kast ettiğimiz sokak hayvanları ile ilgili yasa 2024 gündemindeki en önemli konulardan birisiydi benim için. Maalesef müspet bir sonuç alamadık. Kadın Voleybol Milli Takımımızın başarıları, savunma ve havacılık sektöründeki milli gelişmeler ve son aylarda Suriye’deki savaşın son bulması 2024’ün güzel yaşanmışlıklarındandı. Etrafınızda tüm bu sevinçli ve hüzünlü olaylar olup biterken kendi dünyanızda bir fanus içinde etkileşimsiz kalmanız mümkün olmuyor. Ama bir yandan da hayat bu dış olaylara paralel devam ediyor. Bu anlamda Ajda Pekkan’ın 2024 yılına baktığımızda sevenlerimle sahnelerden kucaklaştığım tempolu bir yılı geride bıraktım diyebilirim. 2024 bana yıllarca hayalini kurduğum büyük kitlesel konserlerin milli anlamda bir ilkini de yaşattı. Mesleğimle alakalı yakından takip ettiğim teknoloji ve yatırımları ülkemde görmek ve böyle büyük organizasyonlarda sevenlerimle bir arada olmak gurur verici.
TÜRK POP MÜZİĞİNİN TARTIŞMASIZ BİR İKONSUNUZ, BU İMAJI KORUMAYI VE ZİRVEDE KALMAYI NASIL BAŞARIYORSUNUZ?
Zirvede olmak ya da zirvede kalmak gibi hedeflerim hiçbir zaman olmadı. Müziğe ilk başladığım zamanlarda bugün bulunduğum konumu ve kariyerimdeki başarıları hayal etmedim. Hayat sizi bir yerlere getiriyor. Kader de denebilir ama bu yolda Ajda Pekkan için harcanan büyük emekler, yapılan diyetler ve ödenen bedeller de var. Kariyerimin bu kadar uzun soluklu ve parlak devam etmesinin gizemini Ajda Pekkan’ın merakına, öğrenmeye açık, yenilikçi ve mücadeleci kişiliğine, özgün ruhuna, seçimlerine, zevklerine, mesleğine olan aşkı ve saygısı, çalışkanlığı ve disiplinine bağlıyorum.
SIRRIMI AÇIKLIYORUM
Jimnastik, spor ve sağlıklı yaşam Ajda Pekkan’ın öncülük yaptığı konulardan… Sizi takip eden sevenlerinize bu konuda neler söylemek istersiniz?
Sağlık konusunda bugün herkes çok daha bilinçli, sağlıksektöründe Türkiye’nin çok kıymetli değerleri var. Bu konuda hepimiz çok şanslıyız. Jimnastik ve sporun ise dünyada insan hayatında hak ettiği yeri hâlâ bulamadığına inanıyorum. Spor benim vazgeçilmezim. Konser günleri de dahil her günün belirli bir saatini spor salonumda geçiriyorum. Doğada yürüyüşler yapıyorum. Hayata daha sakin ve olumlu taraflarından bakmaya çalışıyorum. Tüm konser maratonları ve toplantılar arasında sevdiklerimle ki bunlara ev kedilerim, sokak hayvanlarım da dahil daha fazla zaman geçirmeye gayret ediyorum. Bu holistik yaşam tarzının hem ruh hem de beden sağlığıma iyi geldiğini düşünüyorum.
Fit görünüşünüzün formülünü rica etsek bizimle paylaşır mısınız?
Bunun formülü E=mc2 Einstein’ın kütle enerji kanunu. Çok enerjik bir yapım var hiperaktif biriyim. Evde dinlendiğim zamanlarda bile zihnimde yarının planları, yeni projeler ve yapacaklarımla ilgili düşünceleri durduramıyorum. Bu enerji sanırım kütle artışıma engel oluyor…
MÜZİKTE DEVRİM OLUYOR
Peki tüm bu gelişmeler sizce müzik üzerinde nasıl bir etki yaratıyor ve ona yön veriyor?
Müzik dinamik bir sektör, belli klasiklerin dışında zaman içinde moda gibi değişkenlik gösteriyor ve sosyokültürel ve dönemsel trendlerden etkilenerek kendi yolunu çiziyor. Bu nedenle dijital dünyadaki tüm gelişmeler sektörle yakından alakalı ve ona yön veren rotalar arasında, örneğin sosyal medyayla hayatımıza giren short ve flaş alışkanlıkları ile kısa sürede parlayan, daha az notadan oluşan şarkıların ortaya çıkması, şiirselliğin kısalması duygular ve anlatımların farklılaşması bu etkileşimler arasında gösterilebilir. Diğer tarafta elektronik müzikteki sonsuz ritmin şarkılarla buluşması, kayıt, ses ve mastering gibi alanlardaki yazılımsal gelişmeler, cihazlardaki yenilikler ve yapay zekanın sağladığı olanaklar evrim niteliğinde bir boyut ve kolaylık kazandırıyor sektöre.
TEKNOLOJİ BAĞIMLISIYIM
Yapay zekayla ilgili gelişmelerini takip ediyor musunuz?
Teknoloji bağımlısı bir insanım, yeni bir ürün çıktığında mutlaka onu kullanmak ve öğrenmek istiyorum. Dijitalleşmenin hayatı çok kolaylaştırdığına inanıyorum ama kötü tarafı da kişisel iletişimlerin önüne geçebiliyor. Aktif bir Instagram kullanıcısıyım, 2025’te yeni projelerim ve daha fazla paylaşımlarım olacak. Youtube projemiz de 2025’te hayata geçecek. Yapay zeka bana göre yaşamı kolaylaştıracak ama bir çok mesleği saf dışı bırakacak. Gelişmeleri yakından takip ediyorum.
GÖRÜNTÜLERİ İZLERKEN NEFES ALMAKTA ZORLANIYORUM
2024 yılını özetlerken sizin de bahsettiğiniz, dünyanın gündemindeki insanlık dramı Gazze’deki savaş hakkında duygularınızı paylaşmak ister misiniz?
Yaklaşık bir buçuk yıldır devam eden bizler dışında herkesin bir film karesi gibi izlediği gerçek ve acımasız bir savaşla yüz yüzeyiz. Filistin’de yaşananlar için tarifsiz bir hüzün içindeyim. Bölgeden gelen her yeni görüntüyü büyük bir üzüntüyle, nefes almakta zorlanarak izliyorum. Bu soykırımı durduramadığımız için kınamaktan, lanetlemekten ve üzülmekten yorgun düştüğüm ve belki ilk defa kendimi yetersiz hissettiğim bir konu bu. Şehit düşenler, yaşama tutunmaya çalışan çocuklar ve mazlumlar için dua etmekten başka bir şey gelmiyor insanın elinden. Şunu da belirtmek istiyorum, bölgede bu savaşın bitmesine karşı en çok çabalayan, insani yardımları yapan ve sesi en gür çıkan ülke Türkiye. İnsanlığın, merhametin ve yardımlaşmanın harmanlandığı gerçek bir kültür işte böyle dönemlerde kendini gösteriyor, bu nedenle savaşla ilgili gösterdiği kararlı tavır ve yardımlaşma konusunda ülkem ve insanıyla bir kez daha gurur duyuyorum. Bir yandan da yıllarca medeniyet maskesi takmış ama insanlıktan nasibini almamış bu savaşa müdahale etme gücü olup kayıtsız ve sessiz kalan diğer ülkeleri de hayretler içinde izliyorum.
SAVAŞLARIN SONA ERECEĞİ BİR YIL DİLİYORUM
Çok klasik olacak ama 2025 için dilekleriniz nelerdir?
Neredeyse tamamen globalleşmiş dünyamızdaki zor yaşam şartları ve kapitalist düzen içerisindeki oluşan baskılara karşı insanlar, hayvanlar ve doğa için iyi yönde ne kadar fark yaratabiliyorsak elimizden geleni yapmak artık bir zorunluluk haline gelmiş durumda. En başta, bu farkındalık ve değişim hareketinin 2025’te başlamasını tüm kalbimle arzu ediyorum. Yayılımcı, sömürgeci, insanlık dışı zulümler ve savaşların sona ereceği, insanların daha özgür ve refah içinde yaşayacağı, hayvanlara ve doğaya zarar verip yok etmekten vazgeçerek onlarla uyum içinde yaşayacağımız sevgi, sağlık ve mutluluk dolu bir yıl diliyorum hepimize.