Tekne, Tekne Ekipmanları ve Deniz Aksesuarları Fuarı İzmir’de kapılarını açtı. Fuarda hem tekneler hem de yeni nesil deniz araçları tanıtıldı. Sektör temsilcileri ise Türkiye’nin denizdeki potansiyelini tam olarak kullanamadığına dikkat çekti. Buradaki gelirlerin artması için denizcilik eğitimine ağırlık verilmesine ve yasal düzenlemelerin yapılması gerektiğine vurgu yapıldı.
Türkiye’nin denizciliğine katkı sunacak fuarlardan biri bu hafta İzmir’de kapılarını açtı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin evsahipliğinde İZFAŞ ve ED Fuarcılık tarafından Fuarizmir’de gerçekleştirilen MAST- Marine Saloon Trade; Tekne, Tekne Ekipmanları ve Deniz Aksesuarları Fuarı’nda fiyatı 15 bin ila 15 milyon lira arasında olan tekneler sergileniyor. Ayrıca çok sayıda yerli tekne üreticisi, ekipman ve aksesuvar firması da geliştirdikleri ürünleri tekne meraklılarına anlatma fırsatı buldu. Ziyaretçiler ise hem son teknolojileri hem de ilgilendikleri deniz araçlarını yakından görme fırsatı yakaladı.
YASAL DÜZENLEMELER GEREKİYOR
İzmir’de bir grup gazeteciyle bir araya gelerek fuarı değerlendiren Yat ve Tekne Endüstrisi Derneği (YATED) Başkan Vekili Cem Hüroğlu, “Etrafımız denizlerle çevrili ancak henüz bu kültürü tam benimseyemedik. Fuarlarla ve etkinliklerle bu kültürü geliştirmeye çalışıyoruz ama bu sadece etkinliklerle olmaz. Deniz kültürünü ve turizmini geliştirecek yasal düzenlemelere ihtiyaç var. Deniz turizminin gelişimi ülkemiz için çok büyük bir gelir kaynağı yaratacaktır. Türkiye’de otelde tatil yapan bir turistin kişi başı haftalık harcaması ortalamada 600 doların altında. Deniz turizminde ise bu rakam 1200 doların çok üzerinde” ifadelerini kullandı.
KATMA DEĞERİ ÇOK FAZLA
Sektörün ihracat gücüne de dikkat çeken Hüroğlu, şöyle devam etti: “Şu anda imalat tarafında ciddi bir talep var. Pandemiden sonra artan ilginin oluşturduğu yoğunluk devam ediyor. İmalatçı sayısı artıyor. İhracatta yeniden 1.5 milyar dolara yaklaşıyoruz. Bakım-onarım ile birlikte 3 milyar dolarlık bir ihracattan bahsedebiliriz. Burada kilogram başına ihracat bedeli 40-60 Dolar arasında değişiyor. Bu, diğer sektörlere göre çok yüksek bir oran. İlgimizi daha fazla buraya çevirirsek elde edeceğimiz gelir ve sektördeki gelişim de daha hızlı büyür. Avrupa’da tekne bağlama kapasitesinin 1 milyon olduğunu buna karşın Türkiye’deki kapasitenin sadece 30 binlerde kaldığını vurgulayan Cem Hüroğlu, “Bu noktada gidilecek çok yol var. Akdeniz çanağındaki ülkelere kıyasla denizlerdeki potansiyelimizi kullanmıyoruz. Hem çok az marina var hem de dünyanın en pahalıları bizde. Bu fiyatlarla ülke içindeki denizciliğin gelişmesini bekleyemeyiz. 15 metrelik bir teknenin marina ücreti yıllık 100 bin liradan 200 bin liraya çıktı. Aylık 30 bin lira kaptana ödüyoruz. Yıllık 5 bin dolar civarı da bakım masrafı var. Böyle olunca birkaç yıl sonra bir tekne parası daha çıkmış oluyor ortaya. Ama asıl problemimiz yüksek marina ücretleri. Artık baş edilmez bir noktaya gidiyor ” ifadelerini kullandı.
ELEMAN BULAMIYORUZ
DENİZCİLİKTE istenilen noktaya ulaşmak için hızlı adımlar atılması gerektiğini söyleyen Tekne İmalatçıları Derneği (TEKİMDER) Başkanı Hüseyin Akduman ise, “Potansiyelimiz çok büyük. Eskiden daha da güçlüydük. İhracatımız 2008’de 6.8 milyar dolardı. Yıllardır 1 milyar dolar seviyelerinde. Mega yatlar artık Türkiye’de yapılmıyor. Daha çok küçük yat imalatçısı olduk. Ama dünyada talep çok fazla. Türkiye’deki imalatçılar dolu. Talebe yetişemiyor. Eleman sıkıntısı çekiyoruz. Yeni imalatını yaptığımız bir tekneyi denize indirecek, test edecek yer bile bulamıyoruz. Sektör imalat ve eğitim anlamında desteklense 5 yıl sonra yıllık ihracatta 10 milyar doları aşarız” diyor.