Tribündeki Galatasaraylılar gibi Cim Bom’u izleyen yazarlar da Aslan’ın formundan büyük keyif alıyor. Yorumcular, Keita’ya özel parantez açarken, Sarı-Kırmızılılar’ın yarışa tüm hatlarıyla hazır olduğuna vurgu yaptı.
Oğuz Dizer
İttir-kaktır sistemine, fizik gücünü de yaslayan rakibimiz, işi idare etmeye çalıştı. Bizimkiler yemedi tabii! Onlar yedi… Keita kötü kaderi, karabasanı oldu misafirlerin. Çek daha ne kadar çektirecek? Bilemem. Ama Galatasaray taraftarının da, geçmiş sezon hürmetine ‘Baros-Baros’ diye diye, atacağı gol için ‘gel-gel’ yaptığını söyleyebilirim. Rijkaard’ın ‘gel-gel’ demesi halinde de, işinin zor olacağını bildirmeliyim. Nonda fonda! Galatasaray 500 yıllık tarihine yakışan şekilde, uzuuun bir Avrupa yoluna çıktı diye düşünüyorum.
İlhan Söyler
Galatasaray temposunu atırmaya başladı. Öncelikle bugüne kadar görmediğimiz, sahada yerleşim planında bölümler arasında 3 masa 5 sandalye farkı vardı. O fark kalkmış. İletişim kesilmeden oyunun sürdüğünü görüyoruz. Rijkaard bir de hızlı futbol oynama sanatını yerleştirmeye başlamış. Galatasaray’da bugüne dek bulunmayanların biri de şut atma zayıflığıydı. Şimdi herkes kaleyi gördüğü, kendine güvendiği zaman bir yoklama çekiyor. Aslan artık barajı geçti. Bundan sonrakiler karşısında ne olacak bence iyi olacak.
Gökmen Özdemir
Anlaşılan o ki bu sezon Galatasaray’ı 2 parça halinde incelemekte fayda var. Yoksa elmalar ve armutlar birbirine karışabilir. İdari, ekonomik ve yapısal problemleri olan, yeni deyimle taze bir ’açılıma’ ihtiyacı olan bir kulüp… Potansiyeli tartışılmaz, Ali Sami Yen halkını çok mutlu edecek ve girdiği her yarışmada kafaya oynayacak bir futbol takımı… Aslında büyük bir tezat var ortada. Bu kadar sıkıntısı olan ’yapının’nasıl oluyor da böyle kaliteli, iştahlı, korkulan bir takımı oluyor?
Levent Tüzemen
Galatasaray’ın ayağa pas organizasyondaki en önemli olay uyum içinde hatasız oynayan Servet-Gökhan ikilisinin topları ileri hiç uzun vurmaması idi. Bu ikili buluştukları topları yerden görerek ve bilerek ayağa isabetli pasa dönüştürdü. Bu değişimde Rijkaard’ın Denizli maçında savunmada uyguladığı, “Herkese eşit yakınlıktayım” mesajlı rotasyonun etkili olduğunu düşünüyorum. Bu sezon Galatasaray büyük keyif verecek, yaşanan rekabet her oyuncuyu hep diri tutacak.
Mehmet Demirkol
Keita transferi gerçekleştiğinde gazetenin istediği tanıtım yazısının başlığına “Daha atletik bir Yattara” başlığını atmıştım. Yanılmışım. 25 yaşındaki Fildişili oyuncu bu tanımlamanın, benzetmenin çok ötesinde bir performans, fizik güç ve yaratıcılıkla oynuyor. Aynı zamanda takım savunmasının en önemli parçalarından biri olduğunun da farkında. Biliyorum dünkü maçı değerlendirirken sadece bir oyuncuyu başlığa taşımak çok hak değil. Ancak onun kariyerinin bu önemli dönemecinde böylesinde bir ayağa kalkışa imza atışı da çok önemli. Evet, tıpkı Arda’dan Aydın’a, Sarp’tan Ayhan’a birçok oyuncu gibi…
Osman Şenher
Dün geceki skor Galatasaray’ın oynadığı futbola göre az bile. Keita’dan başlayalım… Gerçekten çok büyük bir transfer. Adam kara tren gibi. Tallinn takımının sağ kanadını çökertti. İki futbolcu beline sarılıyor, bir tanesi de sırtına çıkıyor. Yine de yıkılmıyor. Teknik direktör Rijkaard’ın söylemlerine göre Keita hazır değilmiş. Demek ki tam hazır olunca Galatasaray’ın oynayacağı rakipleri Allah korusun. Arda da en az Keita kadar büyük yıldız. Bu yıldızları seyretmek de büyük keyif. Savunmada da durum aynı. Artık takımda uyum dönemi de bitti. Oyuncular birbirlerinin nefesinden ne zaman kademeye gireceklerini anlıyorlar.
Can Çobanoğlu
Net skor, neşeli günlerin başlangıcı, alışık olduğu ligin ilk adımı vardı, dün gece Ali Sami Yen’de… Destan yazısı yazacak halimiz yok, Galatasaray kadrosunu, kalitesini, isminin ağırlığını sahaya koydu, gereğini yaptı, seyircisini, taraftarını mest etti ve Avrupa vizesini kaptı. Aslan tam da böyle bir av istiyordu… Onu da karşısında bulunca, evire-çevire yendi. Sağda Keita tayfunu vardı, solda Aydın meltemi esiyordu. Biraz daha kuvvetli esse Cim Bom’un solu, çok daha önce skor gelecekti keyifli gecede.
Ahmet Çakar
Hep iddia ediyorum; Galatasaray’ın bugünkü kadrosu yüzyıllık tarihinin en iyi 2.kadrosu. Bu kadroyla bırakın Türkiye Ligi’nde; Avrupa’da da çok önemli işler yapmaları gerek. Defansa bakıyoruz, yedekler bile milli oyuncular. Kulübeye bakıyoruz, her biri neredeyse Türkiye’nin her takımında rahatlıkla oynayabilirler. Peki Galatasaray’ın bu büyük hedeflere koşarken, hiç mi bir yumuşak karnı yok? Bana göre en önemli handikap, Baros’un sakatlığında santrfor olarak kimin oynayacağının büyük problem yaratmasıdır.