Türkiye, İklim Şûrası’nda yapılan çalışmaların ardından iklim kriziyle mücadelede yol haritasını çizdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı, Türkiye’nin ilk İklim Şûrası’nı iklim değişikliğinden en çok etkilenen illerden Konya’da, şubat ayında yapmıştı. 3 ay süren şûra çalışmalarının ardından Türkiye’nin, iklim kriziyle mücadelede 7 başlıkta 217 karar adımı içeren yol haritası belirlendi.
14 eylemin bulunduğu ‘enerji’ başlığı altında net sıfır emisyon hedefine ulaşmak üzere, Uzun Dönemli Enerji Planı’nın hazırlanması, yenilenebilir enerji kapasitesinin ve teşviklerinin, Ar-Ge faaliyetleri ile arz güvenliği de dikkate alarak emisyon azaltıcı doğalgaz ve nükleer gibi alternatif kaynaklardan elektrik üretiminin artırılması dikkat çekti. Isıtma ve soğutmada emisyon azaltımı için ısı pompası, bölgesel ısıtma (jeotermal, biyokütle vb) ve güneş kolektörlü ısıtma uygulamalarının yaygınlaştırılması gerektiği vurgulandı.
Türkiye’nin 2053 net sıfır emisyon hedefine ulaşması için sadece yenilenebilir enerji yatırımları yapmasının yeterli olmadığı, 2030’a kadar kömürden çıkması gerektiği, eleştirilerine karşın şûra kararlarında kömüre dayalı elektrik santrallarından çıkış adımı yer almadı. Bunun yerine, “2053 Net Sıfır Emisyon Hedeflerine yönelik Türkiye’nin iktisadi ve sosyal kalkınma hakkına engel olmadan kömürden elektrik üretiminde karbon yakalama, kullanım ve depolama teknolojilerinin de değerlendirileceği şekilde elektrik üretimi kaynaklı emisyonun düşürülmesi doğrultusunda arz güvenliği, makro-ekonomik ve sosyal etkileri içeren çalışmalar yapılmalı ve bir yol haritası belirlenmelidir” denildi.
Sanayi alanlarına yönelik planlama ve stratejiler oluşturulurken iklim risklerinin dikkate alınması gerektiği vurgulanan eylemlerden bazıları özetle şöyle:
“Düşük karbonlu üretime geçiş için yol haritaları hazırlanmalı, uygulamalar teşvik edilmeli; ulaşım talep tahmini ve buna bağlı olarak emisyon azaltımına yönelik referans senaryo belirlenmeli ve eylem tahmini yapılmalı. Yük ve yolcu taşımacılığında demiryolu ve denizyolunun payı artırılmalı. Tarımda bütünleşik bir yaklaşımla ekosistem odaklı gıda üretim modeli oluşturularak tarım-gıda değer zinciri sürdürülebilir ve döngüsel hale getirilmeli. Gıda kayıp ve israfının önlenmesi için uygulamada verimlilik artırılarak sürdürülebilir gıda sistemleri kurulmalı. Yerleşimlerde doğa temelli çözüm uygulamaları artırılarak ‘yeşil koridor ve yeşil mimariye’ önem verilmeli.”
Numberone.com.tr