İtalyan rejisör Renato Bonajuto, Atatürk Kültür Merkezi‘nin yeni halini muhteşem bulduğunu söyleyerek, ‘Birçok modern tiyatroda çalıştım. Buradaki sahne gerçekten iyi bir zevkle hazırlanmış tasarıma sahip. Akustik de çok iyi, tabii ki ahşap olmasından dolayı. Yani günün birinde bu sahnenin vereceği tüm teknik imkanları da bir eserde kullanmayı arzu ederim.’ dedi.
William Shakespeare‘in “Windsor’un Şen Kadınları” ve “IV. Henry” oyunlarından uyarlanarak hazırlanan Giuseppe Verdi’nin son başyapıtı “Falstaff”, İstanbul Devlet Opera ve Balesi (İDOB) tarafından Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) sanatseverlerle buluştu.
Konusu 14. yüzyılda İngiltere’de geçen, librettosunu Arrigo Boito‘nun kaleme aldığı eser, sezonun son oyunu olarak sahnelendi.
İtalyanca seslendirilen eserin yönetmenliğini Renato Bonajuto, orkestra şefliğini Roberto Gianola, koro şefliğini ise Paolo Villa üstlendi.
– “VERDİ’NİN GÖZÜNDEN BU ESERİ SAHNELENEMEYE ÇALIŞTIK”
Dördüncü kez İstanbul’a geldiğini dile getiren Bonajuto, AA muhabirine yaptığı açıklamada, AKM’de ilk kez bir eseri sahneye hazırladığını söyledi.
Başarılı yönetmen, eski İDOB Müdürü ve Sanat Yönetmeni Suat Arıkan aracılığıyla Devlet Opera ve Balesi ile çalıştığını belirterek, “Oyunun dekor tasarımını yapan Efter Tunç ve diğer arkadaşlarla iyi bir ekip oluşturduk. Güzel bir çalışma yaptık. Verdi’nin arzu ettiği gibi, onun gözünden bu eseri sahnelenemeye çalıştık. Sadece Falstaff’ın 1500’lerdeki arya yerlerini biraz modernleştirdik.” dedi.
Türkiye’deki opera ve bale eserlerini de takip ettiğini dile getiren Bonajuto, şu bilgileri verdi:
“Çok modern eserler yapılıyor ama benim genelde tercihim klasik, librettoya sadık kalarak klasik rejiler yapmak. Türkiye’de sadece İstanbul’da çalıştım. İDOB’u opera hakkında, tradisyon olarak çok iyi bir yerde buldum. Her seferinde karşımda çok iyi çalışılmış bir opera grubu vardı. Sanki İtalya’daymışım gibi hissettim. Burada yaptıkları işe olan tutkuyu gördüm.”
– “OPERANIN SESLERİ, SİZİ BAŞKA BİR BOYUTA GÖTÜRÜYOR”
Renato Bonajuto, Atatürk Kültür Merkezi’ni muhteşem bulduğunun altını çizerek, “Birçok modern tiyatroda çalıştım. Buradaki sahne gerçekten iyi bir zevkle hazırlanmış tasarıma sahip. Akustik de çok iyi, tabii ki ahşap olmasından dolayı. Yani günün birinde, bu sahnenin vereceği tüm teknik imkanları da bir eserde kullanmayı arzu ederim. Bu sahneyi bu eserle selamlamak benim için çok büyük bir zevk.” ifadelerini kullandı.
Herkese operaya gitmesi tavsiyesinde bulunan sanatçı, “Ben ilk zamanlarda hazırlıksız operaya gitmiştim ama çok büyülendim. Operanın sesleri, melodilerin büyüsü sizi tamamen başka bir boyuta götürüyor. Gerçek hayattaki tüm problemlerden sizi uzaklaştırarak, bambaşka bir dünyaya doğru sürüklüyor, bir bağımlılık da oluşturuyor.” değerlendirmesinde bulundu.
Eserde “Sir John Falstaff” karakterini canlandıran Nejat Işık Belen de “Renato Bonajuto ile çalışmak çok büyük bir zevk. Bütün yaptığı eserlerde hep beraberdik. Çok zevkle çalıştık. İnşallah ileride de beraber çalışma fırsatımız olur.” dedi.
“Falstaff”ın dekor tasarımını Efter Tunç, kostüm tasarımını Ayşegül Alev, ışık tasarımını Yakup Çartık hazırladı.
Temsilde, “Sir John Falstaff” rolünde Nejat Işık Belen’in yanı sıra “Ford “rolünde Caner Akgün, “Fenton” rolünde Ufuk Toker, “Dr. Cajus” rolünde Çağrı Köktekin, “Bardolfo” rolünde Can Reha Gün, “Pistola” rolünde Göktuğ Alpaşar, “Alice Ford” rolünde Şebnem A. Kışlalı, “Nannetta” rolünde Dilruba Bilgi, “Mrs. Quickly” rolünde Deniz Likos ve “Mrs. Meg Page” rolünde Barbora Hitay yer aldı..
Numberone.com.tr