Babama benzetiler daha çok. Baba genleri baskın bende sanırım. Fakat annemin güzelliği de özellikle gençlik fotoğraflarına baktığımda kendisini konuşturur cinstenmiş.
20 yaşınızdayken teklif gelince önce Miss Beauty Of Turkey’de, sonra Miss Beauty Of World’de ikinci oluyorsunuz. Ya Allah aşkına doğru söyleyin: Bu “Tesadüfen teklif geldi, arkadaşlar yazdırdı” hikâyeleri gerçek mi, yoksa her güzellik kraliçesinin tekrarladığı bir şehir efsanesi mi?
Kendi adıma gerçekti, diğerlerini bilemem. (Gülüyor) Ben yaşanılacak şeylerin insanların karşısına tesadüf adı altında çıktığına inanıyorum.
Çocukluğunuzdan beri bale ve müzikle ilgilisiniz, şan dersleri alıp piyano çalıyorsunuz, aslında İngilizce öğretmeni olmak istiyorsunuz ama İstanbul Üniversitesi’nde işletme okuyorsunuz. Kaderin cilvesi mi, yanlış tercih mi?
– Ailem ilk zamanlarda müziği meslek olarak tercih etmemi istemedi. İngilizce öğretmenliğine de puanım yetmemişti. Biraz İstanbul içi olsun, biraz da sene kaybetmiş olmayayım diye son çare işletme okumuştum.
4 yıldır Ozan Doğulu ile beraberliğiniz var. Aranızdaki ilginç farklardan hangisi sizi daha çok eğlendiriyor: Yaş mı, boy mu?
Aramızdaki yaş farkı farksız gibi, çünkü aynı frekanslardayız. Bizi en çok eğlendiren şey bakışlarımızdan bile anlayarak aynı şeye gülüyor olmamız.
Birbirinizin isimlerinizi dövme yaptırmışsınız. “Adını unutursam kopya çekerim” diye mi, “Kaybolursak kolay bulunalım” diye mi?
(Gülüyor) Kendi adıma, ömür boyu bedenimde taşıyacağım ona ait bir iz olsun istedim.
Bazen “Nikâha gerek yok” diyorsunuz, bazen “Evlenebiliriz” diye demeç veriyorsunuz. Teklif mi gelmiyor, teşvik mi etmiyorsunuz?
İkimiz de evlenmeyi düşünmüyoruz, gerçek fikrimiz, gerek olmadığı. Fakat böyle deyince de insanlar tırnaklarını çıkarıyor. Sonrası mahalle baskısı.
“Bodrum benim ikinci evim. Hatta asıl evim. Yılın sekiz ayı Bodrum’dayız. Nisan ve mayıs ayları özellikle âşık olduğum zamanlar. Nüfusun daha az, huzurlu ve mavinin en güzel olduğu zamanlar. Çeşme’nin kalabalığı ve arayışları hiç benlik değil.”
24 Aralık, Oğlak kadını… En çok nesinden çektiniz: Dışarıdan mesafeli görünmekten mi, aşırı iş odaklı olmaktan mı?
Ne güzel tespit. Dışarıdan mesafeli görünmekten az çekmedim. Önyargılı çok insan var, hemen burnu havada damgası yapıştırıyorlar. Halbuki tanısalar, yumuşacık bir kalbim var.
Vejetaryensiniz, veganlığa yürüyorsunuz. En çok deniz ürünlerini mi, kırmızı eti mi özlüyorsunuz?
Hiçbirini özlemiyorum. Aksine “Neden daha önce olmadım” diye kendime kızıyorum. Hiçbir hayvan benim için tutsak edilmemeli ya da öldürülmemeli.
Ozan Bey’in alerjisi nedeniyle ayrılmak zorunda kaldığınız iki köpeğiniz var. Normalde size mi daha düşkünler, Ozan Bey’e mi?
Evet, biri anneme, diğeri ablam ve yeğenlerime yol arkadaşı şu an. Aslında benden daha çok Ozan’a düşkünler. Hayvanları çeken müthiş bir sevgi enerjisi var. Ben bakıyorum, gidip kendilerini Ozan’a sevdiriyorlar. (Gülüyor)
Son olarak Kenan Doğulu’nun söylediği “Ara Beni Lütfen”i cover’ladınız. Peki kritik zamanlarda arar mısınız, mesaj mı atarsınız?
Her zaman ararım. Mesaj çok yanlış anlaşılabiliyor kritik zamanlarda. Cevap gelene kadar öyle mi anladı, böyle mi düşündü deyip içim içimi yiyeceğime direkt arayıp konuşurum.
Sahnede hangi dekoltenize daha çok güvenirsiniz: Göğüs mü, bacak mı?
Bel dekoltesi sanırım. Giyim tarzıma daha çok uyuyor.
Hayatınız müzikal mi, romantik komedi mi olurdu?
Ailemi de kapsadığı için müzikal olurdu. Romantik-komedi biraz sığ benim için.
Numberone.com.tr