Vural Gökçaylı’nın hüzünlü vedası. Hastalığını sakladı, cenaze töreni istemedi

Türkiye’de haute couture’ün en önemli temsilcilerinden Vural Gökçaylı, 8 ay önce yakalandığı mide kanserine yenildi. 79 yaşındaki ünlü moda tasarımcısı, dün sabaha karşı tedavi gördüğü Koç Üniversitesi Hastanesi’nde hayatını kaybetti. 4 yıl önce eşi Meral Gökçaylı ile birlikte, naaşını Koç Üniversitesi Hastanesi’ne kadavra olarak bağışlayan Vural Gökçaylı’ya, vasiyeti gereği cenaze töreni düzenlenmeyecek. 32 yıllık asistanı Yeşim Çırakoğlu, Hürriyet’e yaptığı açıklamada modacının kanser teşhisi sonrası ameliyat olduğunu belirterek, şunları söyledi: “Mide kanserine yakalandığını 8 ay önce öğrendik. Ameliyatla midesinin 3/4’ü alındı. İki kere de kemoterapiye girdi. Ama bağışıklığı düştü. Söz verdirdi, kızları dahil kimsenin duymasını istemedi.”

HEP DİK DURMAYI SEVERDİ
Çırakoğlu, Gökçaylı’nın cenaze törenlerinden hoşlanmadığını söyleyerek, şunları kaydetti: “4 sene önce eşi Meral Hanım ile birlikte naaşını Koç Üniversitesi Hastanesi’ne bağışlamıştı. Bedeninin tıp için kullanılması ve tören yapılmamasını vasiyet etti. Bu yüzden cenaze töreni yapılmayacak. Hep dik durmayı severdi, göründüğü gibi hatırlanmak istedi. Ben böylesine eşine ve işine âşık bir adam tanımadım. Sadece patronumu değil babamı kaybettim. Türkiye böyle bir değeri zor bulur.”

GIVENCHY’NİN YANINDA STAJ

YAPTI1962’de Paris’e giderek, Ecole du Louvre’da ve Académie des Beaux Arts’da tiyatro kostümü eğitimi aldı. Givenchy’de stajın ardından Michel Goma’nin asistanlığını yaptı. Hollanda ve Brüksel’e sanat elçisi olarak gönderilen modacı, uzun yıllar Türkiye’yi yurtdışında temsil etti. Yardım dernekleri yararına da defileler yapan Gökçaylı, 1986 yılından beri Meral Gökçaylı ile evliydi.

JACKIE KENNEDY’DEN AUDREY HEPBURN’E EN ÜNLÜLERLE ÇALIŞTI
-HAZİRAN 2021’de Hürriyet’ten Zeynep Bilgehan’a verdiği röportajda şunları söylemişti:
Givenchy bir markaydı ve bütün aristokrasi ondaydı. İngiltere Kralı Edward’ın uğruna tahtı bıraktığı Madam Wallis Simpson, Audrey Hepburn…
-Daha sonra Jean Patou’nun yanında atölye şefi oldum. Jackie Kennedy, Kraliçe Süreyya, prensesler, kontesler, düşesler gelirdi…