Aslan ateşle oynuyor

Süper Lig’de son 4 maçından mağlubiyetle ayrılan Galatasaray, 23. hafta mücadelesinde Alanyaspor ile deplasmanda 1-1 berabere kaldı. 7. dakikada Efecan’ın sert şutunu kaleci Pena çıkardı. Dönen top, Eduardo’nun yarım volesiyle üst direğe çarptı. 39. dakikada Novais’in ceza sahasına yaptığı ortada Eduardo kafayla topu ağlara gönderdi: 1-0. 41’de Cicaldau’nun kullandığı köşe atışında Alanyaspor defansı topu ceza sahası dışına çıkardı. Ceza sahası önünde topla buluşan Kerem’in vuruşunda, meşin yuvarlak savunmadan da sekerek filelerle buluştu: 1-1.

İKİNCİ YARIDA JUANFRAN KIZARDI
45’te Kerem sert vurdu. Defansa çarparak kaleye giden topu kaleci çıkardı. 55’te Eduardo kafayı vurdu, Pena gole izin vermedi. 69’da Emre Akbaba soluna çekti vuruşunu yaptı, Pena kurtardı. 72’de Juanfran Babel’e yaptığı sert müdahale sonrası kırmızı kart gördü. 77’de Oğuz içeriye ortaladı, Davidson topu kaleye gönderdi ancak Pena mutlak gole izin vermedi. Maç da 1-1 sona erdi.

ASLAN’DA 7 EKSİK VARDI
Galatasaray’da, Alanyaspor maçı öncesinde Muslera, Diagne, Işık Kaan, Fatih Öztürk ve Omar sakatlıkları ve sağlık sorunları nedeniyle kadroya alınmadı. Mohamed de Mısır Milli Takımı ile Afrika Uluslar Kupası’nda mücadele ettiği için forma giyemedi. Yeni transfer Gomis ise maçı tribünden izledi.

EXPECTO PATRONUM -HALİL FİNCAN
Kerem’in artık klasikleşen Harry Potter sevincini izlerken ünlü serideki o büyü geldi aklıma. Expecto Patronum yani… “Koruyucumu çağırıyorum” gibi bir anlamı var. Ruh emicilere karşı oluşturulan kalkan… Hatta büyünün işine yaraması için mutlu bir anıya odaklanılması gerekiyor. Dün G.Saray’ın futbolu ruhumuzu emerken yalan yok “Expecto Patronum” diyesimiz geldi. Kuşkusuz tribünde bizim gibi maçı takip eden Bafetimbi Gomis de mutlu anılara odaklanmış bir kıyas yaparken “Bu takıma ne olmuş böyle” diyordu şaşkın şaşkın. Ve… Ve… Ve… Domenec Torrent… Bu amaçsız, anlamsız, tuhaf, küme düşme adayı takımı izlerken ne gördü de değişiklik için 82 dakika bekledi anlamak mümkün değil. Sadece savunan ve savunma gayreti ile avunan bir anlayış mıdır G.Saray’ın futbol felsefesi? Her geçen hafta biraz daha sıradanlaşan, Kerem Potter’ın sihirli hamleleri ile hayatta kalmaya çalışan, oynadığı iyi futbolla değil kötü futbol örnekleri ile yarışan bir takım için ne demeli ki? Babel’in 87 dakika sahada kalmasının anlamsızlığından mı bahsedelim yoksa koskoca G.Saray’ın ikinci yarıdaki tek şutunu 90+5’te çekmesinden mi? Veya Kerem’in oyundan alınıp Arda ile umutlanma gayretine mi? İlla güzel bir söz isteyene veya bekleyene şunu söyleyebilirim sadece. Kümede kalma yolunda alınan her puan önemlidir…