Ünlülerin takıntılı hayran kâbusu!

Son yıllarda pek çok ünlü ismin başı ‘takıntılı hayranları’yla dertte. Serenay Sarıkaya, Aleyna Tilki, Ezgi Mola ve son olarak da Ceylan Ertem yaşadıkları korkuyu dile getirdi.

“PSİKOLOJİMİ ALT ÜST ETTİ”

Serenay Sarıkaya’yı uzun süredir saplantılı bir şekilde takip eden Tayfur Demirtaş son olarak, ünlü oyuncunun otomobiline saldırdı. Şikayetçi olan Sarıkaya, “Bu şahsın beni ısrarlı bir şekilde takip etmesi, ölümle tehdit etmesi ve en sonunda ikâmetimin önüne gelip aracıma zarar vermesi can güvenliğim açısından beni çok tedirgin etmektedir. Şüpheli, psikolojimi altüst etti.” dedi.

Serenay Sarıkaya
Serenay Sarıkaya

Sevk edildiği nöbetçi mahkeme tarafından ruh ve sinir hastalıkları hastanesinde gözlem altına alınan Demirtaş’ın ifadeleri ise şoke etti. Demirtaş, “Allah katında onunla benim eş kılındığımızı hissediyor ve düşünüyorum. Onunla görüşmek için başvurduğum her yolu yeniden deneyeceğim. Beni karşısına alıp konuşana kadar onun bulunacağı her yere gideceğim.” şeklinde konuştu.

“SOKAĞA ÇIKAMAZ HALE GELDİM!”

Oyuncu Ezgi Mola ise bir diş macunu reklamında birlikte poz verdikleri müzisyen K. K.’den 6 yıldır kendisini tehdit ve tacize maruz bıraktığı iddiasıyla şikâyetçi oldu.

Ezgi Mola
Ezgi Mola

K. K., iddiaya göre; Ezgi Mola otomobile bindiğinde üzerine doğru yürüyerek, “Seni mahvedeceğim. Geberteceğim seni. Gününü göreceksin” diyerek otomobilinin kaportasını tekmeledi. Savcılık, “Tek başıma sokağa çıkamaz hale geldim” diyen Ezgi Mola’yı haklı bularak K. K.’ye iki ay uzaklaştırma kararı verdi.

“EN BÜYÜK CEZAYI TALEP EDİYORUM”

Genç şarkıcı Aleyna Tilki’nin ‘takıntılı bir hayranı’ da duvarlara atlayıp, dikenli telleri geçip şarkıcının evinin kapısına dayandı. Yaşadığı kabusu sosyal medyada paylaşan Tilki, şu ifadeleri kullandı: Tilki, sosyal medya hesabı Twitter’den yaptığı paylaşımda olayla ilgili olarak şu ifadeleri kullandı: Ben konserdeyken çitlerden atlayıp evimin bloğuna kapı numarasına kadar öğrenip kapıma pusu kuran sözde ‘takıntılı hayran’ kişinin hayranlıkla bir alakası yoktur! Kapıma bizzat pusu kurmuştur! En büyük cezayı talep ediyorum!

Aleyna Tilki
Aleyna Tilki

Tilki ardından evini taşımak zorunda kaldı.

“BENİM İÇİN CİNSİYETİNİ DEĞİŞTİRDİ!”

Son olarak ise Ceylan Ertem’in itirafı büyük yankı uyandırdı. Ünlü şarkıcı, bir dinleyicisinin kendisini 5 yıldır takip ve taciz ettiğini açıkladı.

Ertem, “Şahıs bu olaydan sonra cinsiyet değiştirdiğini ve bu değişimin benim için olduğunu yazdı. Adını en sevdiğim erkek isminden seçti. Tedirgin oluyorum, yoruldum. Gerçekten kalbim hızla çarpıyor!” dedi.

Tüm bu yaşananların ardından, vakaların hem psikolojik hem de hukuki boyutunu uzmanlara sorduk.

“TAKINTILI AŞK ROMANTİKLEŞTİRİLİYOR”

Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Gelişim Psikolojisi Ana Bilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Mehmet Şakiroğlu, ‘takıntılı aşkın romantikleştirildiğini’ belirterek şu ifadeleri kullanıyor:

Gerçekleşmeyen her türlü arzu ve ısrarlı istek hem zihni meşgul edip hem de yetersizlik hissi oluşturabilir. Bu hissin yoğunluğu takıntılı bir çabaya dönebilir. Takıntılı aşk, arzu nesnesinin güzelliği, başarısı ya da karizmasına yönelik olabilir.

Klinik Psikolog Doç. Dr. Mehmet Şakiroğlu
Klinik Psikolog Doç. Dr. Mehmet Şakiroğlu

Takıntılı hayrana sahip olan kişilerde bu durum korku, özgürlükte azalma, sıkışma, tedirginlik duyguları oluşturur. Maalesef takıntılı aşkın patolojik bir hal olmasına rağmen, edebiyatta, müzikte, sinemada ve medyada ısrarla romantikleştirildiğine tanık olmaktayız. Ölümsüz aşk, aşkın kavuşamamak olduğu, kadının hayırının belki olduğu gibi hatalı klişe sözler tarafından desteklendi. Şu belirtilerden hareketle kurtulmanız gereken bir takıntılı aşkın içinde olduğunuzu anlayabilirsiniz:

Takıntılı Aşk Belirtileri;

Aşk nesnesine onun istemediği şekilde yoğun ilgi duymak,
Aşk nesnesine sürekli mesajlar ve hediyeler göndermek,
Aşk nesnesine karşı bir iyi bir kötü yoğun duygular beslemek,
Aşk nesnesinin yaşamını ve faaliyetlerini takıntılı şekilde izlemek ve kontrol etme girişimlerinin yanında yoğun stalklamak,
Reddedilme ile ilgili yoğun endişe ve duyarlılık.

“PLATONİK AŞK KADAR MASUM DEĞİL”

Uzman Psikolog Cana Berrak Atıcı, bir insanın belli deneyim ve anıları beraber kat etmediği hatta karşılaşmadığı halde bir kişiye tüm hayatını adayacak ve işlevselliğini etkiyelecek düzeyde bağımlılık hissetmesinin masum olmadığını söyledi.

Uzman Psikolog Cana Berrak Atıcı
Uzman Psikolog Cana Berrak Atıcı

Atıcı, “Çocukluğumuzdan itibaren hayranlık duyduğumuz bir sanatçı, öğretmen veya bir rol modelimiz olmuştur elbette… Aşkın ya da hayranlığın gösteriliş biçimi kültürlere göre de değişkenlik göstermektedir. Psikoloji açısından ele alacak olursak, diğer bilimlerin aksine Psikoloji, öncelik olarak “kalite” ile değil “kantite” ile ilgilenir, yani miktarla… Hayran davranışı, herhangi bir olumlu reaksiyon alınmadığı halde devam ediyorsa veya istenmeyen tutumlar artarak tekrarlıyorsa bu noktada buna maruz kalan kişinin öncelikle bilinçli olması ve hukuki haklarını iyi bilmesi gerekir.” dedi.

Unutmamak gerekir ki, bir konuda ne kadar bilinçli olursak, krizi yönetmek o kadar kolaylaşır. Göz önünde olan kişilerin rolleri, şarkıları veya imajları diğer kişiler tarafından bazen etiketlenmelerine sebebiyet verebilir. Genellikle derin ve anlamlı sözler içeren aşk şarkıları söyleyen bir şarkıcının “duygusal-içli” ya da sürekli oynadığı rollerde güçlü, karizmatik, yenilmez biri olan birinin “dayanak” olarak görülmesi takıntılı hayranın hayatındaki bir boşluğunu dolduruyor olabilir. Milyonlarca seveni olan bir bireyin, bu kişiler arasında anomalisi olan veya suça meyilli kişiler olduğunu göz önünde bulundurarak, “sınır koyma” davranışından ödün vermemesi gerekir. Sınır koyma davranışını biraz açacak olursak; topluma mal olmuş kişilerin iş yada rolü gereği büründüğü karakterin kendi özünden bağımsız olduğunu ifade eden demeçler ve hatırlatmalar da direkt ya da dolaylı bir şekilde bulunması önemlidir. Burada vurgulanmak istenen şey kişinin özel hayatı hakkında sürekli bilgilendirmelerde bulunması değildir. Amaç, “ benim iş kimliğim bireysel kimliğimden farklıdır” düşüncesini kodlamaktır.

“SOSYAL MEDYAYA DİKKAT!”

Sosyal medyaya da dikkat çeken Uzman Psikolog Atıcı, “Bir diğer önlem ise artık hayatımızın merkezinde olan ve işimizin bir parçası olan sosyal medya kullanımı diyebiliriz. Bir ünlü gittiği mekanı ya da yeri etiketleyecekse bile orada gerekli güvenlik tedbirlerinin alınmış olması, tam olarak alındığını düşünülmüyorsa paylaşımlarını mekanı terk ettikten sonra yapması daha doğru olabilir. Son olarak en önemli unsur, psikolojik dayanıklılığımızı yüksek tutmaktır. Onaylanmak ve sevilmek hayattaki en büyük ihtiyacımızdır. Göz önünde olan kişilerin buna çok daha fazla maruz kaldığını düşünecek olursak, kaygı düzeylerini kontrol edebilmek adına düzenli terapi desteği alıyor olmaları oldukça önemlidir.” diye konuştu.

HUKUK NE DİYOR?

Avukat Dr. Rezan Epözdemir, “Öncelikle 6284 sayılı ‘Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine’ dair kanunun hükümleri uyarınca önleyici tedbirleri hükmedilmesi talep edilebilir. Kanun, sadece fiziksel şiddet değil, ekonomik ve psikolojik şiddet karşısında bir koruma rejimini hayata geçirir. Aynı zamanda sadece karı-koca değil, ısrarlı takip mağduru olan kişiler bakımından da koruma rejimini hayata geçirilebilir. Dolayısıyla bahsi geçen kimseler bakımından da ısrarlı takip mağduru olmaları sebebiyle 6284 sayılı kanun uygulanır. Bu kanun 5. maddesi kapsamında müşterek konuttan veya bulunduğu yerden derhal uzaklaştırılması ve müşterek konutun kişiye tahsis edilmesi başta olmak üzere; iş yerinden, evden ve okuldan uzaklaştırma kararları çıkabilir. Şiddet mağduruna yönelik olarak şiddet, tehdit, hakaret, aşağılama veya küçük duruma düşürmeyi içeren sözlere ve davranışlarda bulunmamasına ilişkin bir tedbir çıkabilir. Ve aynı gün Aile Mahkemeleri bu tedbirleri uygulamaktadır. Herhangi bir yargılama harç ve masrafı ödenmez. Şiddet mağduru olan sanatçılar da derhal hak arama özgürlüğünü kullanıp, bu konuda başvuru yapabilirler. Tedbire aykırı davranmak da bizim 6284 sayılı kanuna göre suçtur.” dedi.

Avukat Dr. Rezan Epözdemir
Avukat Dr. Rezan Epözdemir

Epözdemir, “Tedbir kararların uygulanması denetimini kolluk yapar. Ve tedbir kararına aykırı söz konusu olursa ilk seferde 3 günden 10 güne kadar, bir defa daha ihlal olursa 15 günden 30 güne kadar zorlama hapsi söz konusu olur. Bu zorlama hapsi para cezasına çevrilemeyen, ertelenemeyen hükmün açıklanması geri bırakılamayan bir hapis türüdür. Dolayısıyla öncelikle Aile Mahkemeleri’ne bir başvuruyla evden iş yerinde uzaklaştırma başta olmak üzere önleyici tedbirlerin hükmedilmesi talep edilmelidir, edilebilinir.” ifadelerini kullandı.

Bu vakaların Ceza Hukuku boyutunun da olduğunu söyleyen Epözdemir, “Bir kimseyi siz şayet cinsel amaçlı olarak taciz ederseniz, mağdurun şikayeti üzerine 3 aydan 2 yıla kadar hapis cezası söz konusu olabilir. Türk Ceza Kanunu 105. maddesi bunu çok net bir şekilde düzenliyor. Dolayısıyla eğer şehevi amaçla cinsel amaçlı olarak bir taciz söz konusuysa, cinsel taciz suçu Türk Ceza Kanunu 105’e göre söz konusu olur. Bu suç takibi şikayete bağlı bir suçtur. İlgilinin şikayeti üzerine başsavcılık hemen soruşturma işlemleri başlatır. Şayet ortada cinsel amaçlı olarak bir taciz yoksa o boyuta ulaşmaya bir rahatsız etme varsa hayranları tarafından bu durumda da Türk Ceza Kanunu 123. maddesi kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu oluşur. Bu suç da sırf huzur ve sükunu bozmak amacıyla bir kimseyi ısrarla söz gelimi; telefon edilmesi, gürültü yapılması ya da aynı maksatlı hukuka aykırı başka bir davranışta bulunması halinde yine mağdurun şikayeti üzerine faile 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası verilir.” diye konuştu.

Epözdemir sözlerini şöyle noktaladı:

Burada mutlaka ilgililerin öğrenme tarihinden itibaren 6 ay içerisinde şikayet hakkını kullanması gerekir. Toparlamak gerekirse tekraren söyleyeyim; cinsel taciz boyutuna ulaşan hukuka aykırı, rahatsızlık veren davranışlarda Türk Ceza Kanunu 105. maddesi uyarınca cinsel tacizden şikayetçi olunur. Cinsel taciz boyutuna ulaşmayan ısrarla telefon edilmesi gibi davranışlarda, hukuka aykırı maksatla yapılan davranışlarda ise bu sırf huzur ve sükunu bozmak amacıyla yapılıyorsa Türk Ceza Kanunu 123. maddesi uyarınca 3 aydan 1 yıla kadar hapis cezası söz konusu olur. Burada da mutlaka mağdurların başsavcılık makamına başvurup 6 ay içerisinde şikayet etme haklarını kullanıp, Hukuk Devleti’nin gereği olarak hak arama özgürlüğünü kullanması gerekir.

 

Numberone.com.tr

Haber

İlginizi Çekebilir

https://gdetr.hit.gemius.pl/lshitredir/id=nFDgxIg39z04pJ3BaDqC1pRMPxLudruTz4I1XNvJb9v.E7/fastid=dygtetbdsrvesacqjgexzeyxexmi/stparam=wggqnkksqw/nc=0/gdpr=0/gdpr_consent=/url=https://www.casper.com.tr/?utm_medium=Radio&utm_source=Number-One-Sundu&utm_cam=Radio