Orta Avrupa’dan Anadolu’ya kadar uzanan, 160 milyondan fazla nüfusa sahip 23 ülke gibi büyük bir coğrafyanın kirliliği, akarsular vasıtası ile Karadeniz’de toplanıyor.
Karadeniz’e atılan katı ve özellikle plastik atıkların balıklar ve diğer canlı türlerini ciddi oranda tehdit ettiği belirtildi. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Sürmene Deniz Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Coşkun Erüz, suyu süzerek yada suda serbest yüzen katı maddeleri yiyerek beslenen su canlıları ve balıkların, makro ve mikro plastik parçalarını besin zannederek yediğini, bu durumun plastiklerin bünyesinde ve üzerine tutunma ile taşıdığı kimyasalların besin zincirine aktarılmasına neden olduğunu söyledi.
Erüz, Karadeniz’de özellikle katı atık ve plastik kirliliğinin hızla arttığına dikkat çekerek atılan plastik çöplerin 300-500 yıl kadar uzun süre doğal bozulmaya uğramadan denizlerde ve doğada kalabildiğini belirterek, “Orta Avrupa’dan Anadolu’ya kadar uzanan, 160 milyondan fazla nüfusa sahip, 23 ülke gibi büyük bir coğrafyanın kirliliği, akarsular vasıtası ile Karadeniz’de toplanıyor” dedi.
Atılan plastik çöplerin denizde bulunan organizmalar tarafından besin zannedilerek tüketildiğini bunun sonucunda besin zinciri yoluyla insana kadar gelen bir besin haline dönüştüğünü kaydeden Erüz, önemli uyarılarda bulundu.
Türkiye’nin balık avcılığında yüzde 50-70’ini sağlayan, balık yetiştiriciliği potansiyeli hızla artan Karadeniz’de insan faaliyetlerine bağlı olarak deniz çöpü kirliliğinin giderek arttığını, bu riskin önlenmesi için mutlaka, Karadeniz’i çevreleyen ülkelerin ortak eylem planları ile azaltıcı ve önleyici çalışmalar yürütmesi gerektiğini kaydeden Erüz, “KTÜ Deniz Bilimleri Fakültesi öncülüğünde bir araya gelen 4 ülke (Türkiye, Gürcistan, Bulgaristan, Romanya’dan 6 kuruluşla birlikte uluslararası ortak akıl ve işbirliğine dayalı olarak Karadeniz’i Korumak ve Deniz çöplerini azaltmak için, sorunu ortaya koyup halkı ve karar vericileri çözüme katılmasını sağlamak üzere BSB 785-LitOUTer projesini yürütmektedir. Projenin hedefi Karadeniz’in daha fazla kirlenmemesi için katı atıkları üretildiği yerde geri kazanmak ve denize gitmesine engel olmak konusunda toplumu farkında kılarak Karadeniz’i korumaktır. KTÜ olarak bu proje kapsamında hem belediye hem de kamu idareleri ve de halkla, STK’larla birlikte çalışıyoruz” şeklinde konuştu.
Orta Avrupa’dan Anadolu’ya kadar uzanan, 160 milyondan fazla nüfusa sahip, 23 ülke gibi büyük bir coğrafyanın kirliliği, akarsular vasıtası ile Karadeniz’de toplandığını ifade eden Erüz, şunları söyledi:
– Karadeniz yarı kapalı, diğer denizlerle sadece İstanbul Boğazı ile etkileşimi olan acı su karakterli bir denizdir. Karadeniz, kendine has, kırılgan ekosisteme sahip bir denizdir. Karadeniz’in toplam hacminin yüzde 86’sı oksijensiz- anoksik su kütlesi ile kaplıdır. Yani yüzde 86’sı yüksek yapılı organizmaların, avladığımız balıkların yaşayamadığı bir su kütlesidir. Karadeniz’in toplam su kütlesinin, sadece yüzde 14-16’lık kısmı yani, ilk 100-150, en fazla 250 metreye kadar olan yüzey ve karışım tabakayı oluşturan derinlikler üst yapıdaki organizmaların yüksek verimlilikte yaşayabildiği yüzde 15’lik kısmı oluşturur.
– Dolayısıyla toplam hacminin sadece yüzde 15-16’sını oluşturan yüzey tabaka Türkiye’nin balık avcılığının yüzde 50-70’ini sağlayan çok verimli bir denizdir. Orta Avrupa’dan başlayıp Kafkaslar, Balkanlar, Anadolu gibi büyük bir coğrafyanın kirliliğini maalesef Karadeniz’de toplanıyor. Dolayısıyla Karadeniz kirlenme riski ve ekosistemi çok kırılgan ve iklim ve kirlilikten çok hızlı etkilenebilen ve bu etkiden dolayı da risk altında olan bir denizdir.
– Karadeniz, Orta Asya ve Rusya’dan gelen petrolün önemli bir kısmının taşındığı , çevresinde bulunan ülkelerin nehirler yoluyla bir şekilde iyi arıtılmamış ya da yetersiz arıtılan atık sularında da taşınarak biriktiği bir iç denizdir. Karadeniz, diğer kirleticiler gibi, son yıllarda gündeme gelen plastik ve mikroplastik ağırlıklı olmak üzere çok ciddi miktarda katı atık kirliliği etkisi altındadır.
– Trabzon’dan yılda 3 bin tonun üzerinde, kontrol altına alınamayan, katı atık doğaya ve akarsular ve kıyılardan Karadeniz’e taşınmaktadır. Trabzon da tespit edilen durum Karadeniz e kıyı tüm yerleşimlerde benzerdir ve günlük üretilen katı atıkların yüzde 2-4 ü kontrol altına alınamadan denize taşındığı anlamına gelmektedir. Tüm Karadeniz havzası göz önüne alındığında her yıl on binlerce ton plastik ağırlıklı (yüzde 70-85 arası) katı atığın Karadeniz’e taşınarak biriktiği anlamına gelmektedir.
– Trabzon’da yaptığımız bir çalışmada, kontrol altına alınamayan, geri dönüşüm ve deponi alanlarına gitmeyen, insanların bilinçsizce doğaya attığı 3 bin tonun üzerinde atığın Karadeniz’e taşınması Karadeniz ve gelecek nesillerin besin sağlayacağı ekosistemleri kirletmektedir, bu kabul edilebilir bir durum değildir. Karadeniz ve insanlık için çok ciddi bir risktir. Deniz çöplerinin azaltılmasıyla ilgili Karadeniz Teknik Üniversitesi olarak deniz çöplerini azaltmak için önemli bir uluslararası projenin liderliğini yürütüyoruz. Bu konu çok önemli, çünkü deniz çöpleri örneğin plastik çöpler denizlerde 300-500 yıl kadar uzun süre parçalanmadan, bozulmadan kalabiliyor. Parçalansa dahi küçülerek mikro plastik veyahut nano plastik boyutlara düşerek kirletmeye devam ediyor. Plastikler parçalandıktan sonra da, maalesef denizde bulunan organizmalar tarafından besin zannedilerek tüketiliyor.
– Midede kimyasal ayrışmaya bağlı olarak plastik kimyasalları, birbirini tüketen organizmalar arasında transfer oluyor. Dolayısıyla, doğaya atılan plastiklerin tehlikeli kimyasalları besin zinciri içerisinde insana kadar gelen bir besin haline dönüşebiliyor. Karadeniz’de kirlilik özellikle katı atık, plastik kirliliği hızla artıyor. Bunu önlemek için ulusal ve uluslararası düzeyde projeler ve çalışmaların arttırması, sürekli eğitim ve farkındalık çalışmaları yapılması gereklidir. Özellikle ulusal düzeyde vatandaşı bilinçlendirerek atıkların geri kazandırılması, doğaya atılmaması konusunda etkin çalışmaların yapılması gerekiyor. Çünkü bugün yapılan çalışmaların bugünü değil bundan 10-100-500 yıl sonrayı, gelecek nesillerin ve ekosistemin var oluşunu etkileyecek.
– Karadeniz risk altında. Mutlaka ortak akla ve stratejilere göre planlanmış çalışmaların, sürekli olarak yapılması gerekiyor. Karadeniz dünyada tek ve özel bir denizdir. Karadeniz bizlerin yaşam kaynağıdır. İklim değişimi küresel, tüm insanlığın sorundur ancak Karadeniz’in kirliliği sadece bizim çözebileceğimiz bir sorundur.
Numberone.com.tr
24.01.2022 16.50