Eğitimden sağlığa hayatımızı baştan sona değiştirecek 10 trend

Koronavirüs salgını, sağlık ve ekonomi alanlarında yıkıcı etkilere neden olurken, salgının iklim değişikliği ve hastalıklarla mücadelede teknolojik ilerlemeyi hızlandırması dikkati çekiyor.
Salgınının etkileri, şirketleri ve çalışanları daha hızlı, yenilikçi ve üretken olmaya zorladı. Uzmanlar, yeni fikirler ve buluşlar olmadan iklim değişikliğiyle etkin bir şekilde mücadele edilemeyeceğini vurguluyor.

Sanal ofisler, iklim değişikliğine karşı yapay zeka ve yüksek teknoloji yardımıyla değiştirilmiş hücreler ve hiyerarşinin azaldığı çalışma düzeni, önemli değişiklikler arasında yer alıyor. Bu değişiklikler şimdiden kendini hissettirirken, teknolojideki ilerlemenin biyoloji ile yapay zekada olduğu gibi disiplinleri birleştirerek çığır açması bekleniyor.

Kovid-19 salgını, büyük ve küçük şirketleri dijital bir dönüşüme ve daha fazla yeniliğe sürüklerken, bu konuda rekabet de giderek artıyor.

Gelinen noktada günlük yaşam teknolojiyle kolaylaşırken, mRNA tabanlı aşılar insanlığı virüslerden koruyor, yapay zeka iklim değişikliğini geciktiriyor, bilgiden giderek daha fazla bilgi doğarken, para daha fazla parayı getiriyor.
Teknoloji, kariyer ve finans alanındaki 10 trendin gelecek 10 yılda insanların hayatına yön vermesi bekleniyor.

İklim değişikliğinin neden olduğu çevresel zararların listesi giderek daha iç karartıcı hale gelirken, iklim değişikliğine teknolojik gelişmelerle hakim olunabileceği vurgulanıyor.

İklim değişikliğine karşı yeni teknolojinin merkezi öneme sahip olacağına işaret ediliyor. Elektriğin petrolün yerini aldığı ve elektrikli araçların yaygınlaştığı görülüyor.

Elektriği depolama ve bataryaların çözümün bir parçası olabileceği belirtilirken, lityum iyon pilin kilovatsaat başına maliyetinin son 10 yılda önemli ölçüde düşmesi, ortalama 1.200 dolardan 132 dolara gerilemesi dikkati çekiyor.

Bataryaların elektriğin uzun süreli depolanması için daha az uygun olduğu ifade edilirken, çok sayıda start-up, enerjiyi depolamak için testler yapıyor, araştırmacılar temiz, zararsız ve neredeyse tükenmez bir enerji vadeden nükleer alandaki çalışmalarını yoğunlaştırıyor.

Fransa gibi ülkeler, daha güvenli ve verimli çalışması gereken mini nükleer santralleri araştırıyor ve inşa ediyor. Rusya, 2019’da Sibirya kıyılarında Küçük Modüler Reaktörlü (SMR) bir tür yüzer enerji santralini devreye alırken, Çin yazdan bu yana ACP100 mini reaktörünü inşa ediyor.

ABD’de milyarderler Bill Gates ve Warren Buffett, yeşil enerji için yatırımlar yapıyor. Merkezi ABD’de bulunan bir şirket de Romanya’da Avrupa’nın ilk mini nükleer santralini inşa ediyor.

Microsoft, gelecek birkaç ay içinde Teams platformuna herkesin dijital konferanslara katılabileceği bir avatar eklemeyi planlıyor.
Bilgisayarların artan performansıyla şirketler, araştırma enstitüleri veya hükümetler, fabrikaların, kara yolu trafiğinin veya tüm şehirlerin dijital ikizlerini oluşturuyor.

Microsoft ve yarı iletken devi Nvidia’nın, birkaç hafta önce yıllık müşteri konferanslarında “şirket metaverseleri” için teknolojik temelleri, kavramları ve ürünleri sunduğu biliniyor.

Gelecek birkaç yıl içinde büyük teknoloji ve sanayi grupları arasında yeni ortaya çıkan platformlar için rekabetin ateşlenmesi bekleniyor.

Artık dijital ikizler giderek daha fazla alanda tasarlanırken, yeni ilaçların veya müdahalelerin daha hızlı incelenip değerlendirilebileceği organlar ve insan vücudu bunlara örnek olarak gösteriliyor.

Ev hologramları veya 3D telefon görüşmelerinin doğal hale gelmesi beklenirken, Starline projesinin bir parçası olarak Google, 3D-VR gözlükleri olmadan iletişim kurulabilecek bir telefon kulübesi test ediyor.

Biontech, Moderna ve Curevac halihazırda Kovid-19 varyantlarına, grip ve kuduz gibi bulaşıcı hastalıklara karşı mRNA tabanlı aşılar üzerinde çalışıyor. Biyoteknoloji şirketleri, bu tür bir dizi aktif maddeyi diğer hastalıklara, özellikle kansere ve aynı zamanda bazı kalıtsal ve kardiyovasküler hastalıklara karşı da test ediyor.

Uzmanlar, mRNA teknolojisinin yardımıyla hücrelerin teorik olarak her tür proteini üretecek şekilde programlanabileceğini belirtiyor.

Uzun yıllar boyunca doktorlar, proteinlerin yapısını doğru bir şekilde tahmin edebilmeyi hayal ederken, bilim insanlarının bir proteini katlayarak insan vücudundaki rolünü daha iyi değerlendirebileceği, alzaymır, Parkinson veya kistik fibroz gibi hastalıkları teşhis ve tedavi edebileceği kaydediliyor.

Bilgisayar bilimi biyoloji ve tıpla buluşurken, yeni yollar ve katma değer sağlıyor. Bilim insanları bunu tıpkı matematiğin fizik için doğru dil haline gelmesi gibi, biyolojinin de yapay zekanın uygulanması için “mükemmel” bir alan olabileceğini belirtiyor.

Uzmanlar, becerileri yalnızca ihtiyaç duyulduğunda kısa bir süre için edinme eğiliminin ivme kazandığına işaret ediyor.

Halihazırda iş ilanlarında eğitim gibi resmi niteliklerden çok somut beceriler ve sorumluluklar aranırken, yeni beceriler ve yeni bilgiler edinilmesine yardımcı olan mikro sertifikalara yönelik ilgi artıyor.

Tanınmış işletme okulları ve akademileri de bu trendi takip ederek birkaç günde veya hafta sonunda tamamlanabilen kurslar sunuyor. Kursların çoğu salgın zamanlarında çevrim içi yapılırken, esnek öğrenme biçimlerine olan talep artmaya devam ediyor.

İş dünyasındaki yeni gelişmeler, şirketler içindeki hiyerarşileri de yumuşatıyor.

Yeni çalışma düzeninde sadece çalışanlar değil, tüm organizasyonlar kendilerini geliştirmek ve sürekli olarak yenilemek zorunda bulunuyor.

Yan yöneticiler giderek daha fazla sorumlu hale geliyor. Bunlar, üst düzey olmayan ancak örneğin bir projeyi veya yeni bir ürün hattını yürüterek insanları yönetmeye devam eden çalışanlardan oluşuyor.

Maaş, artık bir iş lehinde veya aleyhinde en önemli argüman olmaktan çıkıyor.

Daha fazla eğitim, daha fazla iş değişikliği ve salgın sırasında işten çıkarma dalgası gibi olgular öne çıkarken, çalışanların 20 yıldır aynı işveren tarafından istihdam edildiği lineer öz geçmişlerin gelecekte daha nadir hale gelmesi bekleniyor.

Performans düzeyi açısından, şirketlerdeki maaş aralığının gelecekte daha da farklılaşması bekleniyor. Yüksek performans gösterenlerin, kötüleşen vasıflı işçi sıkıntısı nedeniyle geçmişte olduğundan çok daha fazlasını talep edebileceği vurgulanıyor.

İsmini “Meta” olarak değiştiren ABD’li teknoloji şirketi Facebook, Eylül 2020’de duyurduğu yeni çalışma platformu “Infinite Office”in ardından geçen yıl VR toplantı odası Horizon Workrooms’u sunmuştu.

Uygulamada çalışanların, bir bilgisayar oyununda olduğu gibi kara tahta veya dizüstü bilgisayarlarda diğer insanlarla iş birliği yapabilecekleri bir avatar oluşturabilmesi sağlanıyor. Şirket lokasyonları, dijital olarak modellenebiliyor ve sanal gerçeklik gözlükleri kullanılarak erişilebilir hale geliyor.

Meta’nın yanı sıra ABD’li teknoloji şirketleri Microsoft ve Nvidia da benzer çözümler üzerinde çalışmalarını sürdürüyor.

Ülkeler, gitgide daha fazla yaşlıyı finanse etmek zorunda kalıyor.

Çoğunluğu bonoya dayalı olan hayat sigortaları ise giderek daha az düşük faiz getiriyor.

Uzmanlar, 1960’tan sonra doğanlar için yönetilebilir emeklilik kavramının artık işe yaramadığını düşünüyor. Bu, aynı zamanda yaşlılıkta yaşam kalitesine yönelik taleplerin artmasından da kaynaklanıyor.

Gelecekte çok daha fazla inisiyatifin gerekeceği belirtilirken, bu, bir çalışanın 30 yaşına geldiğinde en geç yaşına göre birikim yapmaya başlaması gerektiği anlamına geliyor.

Uzmanlar, tasarruf süresi ne kadar uzun olursa yatırımcıların kayıplar konusunda o kadar az endişelenmesi gerektiğini vurguluyor.

ABD’li bilim adamı Hendrik Bessembinder, geçen 100 yılda, borsada işlem gören ABD şirketlerinin yarısından fazlasının değer kaybettiğini veya kısa vadeli ABD devlet tahvillerine yapılan bir yatırımdan daha kötü performans gösterdiğini belirtiyor.

“Altın hücumu” gibi yatırımcılar kendilerini zengin yapan hisse senetlerini ararken, bu trendin adı “Moonshot yatırımı” olarak adlandırılıyor.

Paylaşım kültüründeki değişimi genç nesil şekillendiriyor ve portföye cep telefonu üzerinden kolayca bir düğmeye basarak yatırım yapılıyor.

Gittikçe daha fazla sayıda genç yatırımcı, akıllı telefonlarını kullanarak bir portföy üzerinde hızlıca bir araya geliyor ve sosyal medyada hisse senetleri, giriş fiyatları ve performansları hakkında tartışıyor.

Negatif faiz oranları, Kovid-19 salgını ve online platformlar üzerinden borsaya daha kolay erişim nedeniyle gelişmekte olan ülkelerde özellikle gençler arasında geçen yıldan bu yana hissedar sayısı arttı. Varlık yöneticileri ise bunu “oyun oynamanın çekiciliği: kumarhaneye cep telefonuyla girmek” olarak değerlendiriyor.

 

Numberone.com.tr

Haber

İlginizi Çekebilir