Turkovac aşısı hakkında, Türk Tabipler Birliği’nden (TTB) Sağlık Bakanlığı’na bilimsel verileri paylaşın çağrısı

Sağlık Bakanlığı dün yerli ve milli koronavirüs aşısı Turkovac’ın ‘acil kullanım’ onayı aldığını duyurdu. Turkovac aşısı hakkında, Türk Tabipler Birliği’nden (TTB) Sağlık Bakanlığı’na ‘bilimsel verileri’ paylaşın çağrısı geldi. Turkovac’a ilişkin faz 3 çalışma sonuçlarının ve bilimsel verilerin kamuoyu ile paylaşılması gerektiğine dikkati çeken TTB, “Bakanlığı kamuoyunu aydınlatma sorumluluğunu yerine getirmeye çağırıyoruz” açıklamasında bulundu.
Turkovac aşısı hakkında, Türk Tabipler Birliği'nden (TTB) Sağlık Bakanlığı'na 'bilimsel verileri' paylaşın çağrısı

 (TTB), “Sağlık Bakanlığı’ndan Turkovac ile İlgili Tüm Bilimsel Verileri İvedilikle Paylaşmasını Bekliyoruz” başlığıyla yazılı bir basın açıklaması yayınladı.

“Türkiye’de üretilen bir aşının sadece ülkemizde değil dünyada da pandemiyi kontrol altına alma ihtimali, sevinçle karşılayacağımız bir durumdur” ifadelerine yer verilen açıklamada, “Ancak bunu yapmak için henüz uluslararası bilimsel hakemli bir dergide yer almayan faz 3 çalışmalarının bilimsel ortamlarda değerlendirilmesi, ardından fazların sonuçları ve bilimsel verilerinin paylaşılması gerekmektedir” denildi.

Bakanlığa çağrıda bulunan TTB, “Sağlık Bakanlığı’nı kamuoyunu aydınlatma sorumluluğunu yerine getirmeye, aşı kararsızlığına ve aşı karşıtlarının yanıltıcı söylemlerine yol açabilecek olumsuz durumlardan kaçınmaya, zaman yitirmeden çalışma sonuçlarını tüm ülke ile paylaşmaya çağırıyoruz” açıklamasında bulundu.

“Sağlık Bakanlığı verilerine göre; COVID-19, Türkiye’de her gün iki yüze yakın yurttaşımızın hayatını kaybetmesine, yirmi bine yakın yurttaşın ise hastalanmasına neden olmaktadır. Salgın tüm şiddeti ile sürerken Omicron varyantı önümüzde büyük bir tehlikedir. Bu salgının kontrol altına alınması ve bitirilmesinin en önemli aracı aşıdır. Bilimsel yayınlar, aşılama oranlarındaki yükselişin hastalanma ve ölüm oranını azalttığını göstermektedir.

Türkiye’nin kendi aşısını üretmesi hem COVID-19’u kontrol altına alabilmek hem de gelecekteki pandemi ve biyolojik tehditlere karşı önlem almak için yaşamsal önemdedir. Bu nedenle, Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nün modernize edilerek tekrar açılması, aşı ve diğer tıbbi üretim çalışmalarına başlaması bir zorunluluktur.

Ülkemizde yürütülen aşılama çalışmalarının algıya dayalı niteliği, mRNA aşılarına karşı geliştirilen olumsuz söylemler, aşıların ülkemize hızla getirilememesi, tek aşıya bağımlı bırakılmamız, aşı ile ilgili herhangi bir ciddi kampanya yapılmaması nedeniyle oluşan tereddütler ve aşı karşıtlığı henüz aşılamamıştır. Tüm bu nedenlerle Türkiye’de aşılama hızı ve oranı düşüktür.

Sağlık Bakanlığı’nın ülkemizde yapılan aşı çalışmalarına dair verdiği bilgiler başlangıçta umut verici olsa da söz verilen tarihlerde beklenen gelişmelerin olmaması, birçok insanın aşıyı beklerken hastalanıp ölmesine neden olmuştur. Aşı çalışmalarının yoğun emek gerektiren bir süreç olduğunu biliyor ve sağlık çalışanları başta olmak üzere tüm emek verenlere çok teşekkür ediyoruz. Başta inaktive virüs aşısı (Turkovac) olmak üzere halen ülkemizde sürdürülen aşı araştırmalarının devam eden ya da tamamlanan aşamaları hakkında yeterli bilimsel bilgi ve veri Sağlık Bakanlığı tarafından paylaşılmamıştır. Ayrıca faz 3 aşaması başlayan Turkovac aşısının hatırlatma dozu olarak uygulanacağı bir başka çalışmanın daha yürütüldüğü de bildirilmiş ancak bugüne kadar yapılan çalışmaların somut verileri bilimsel olarak açıklanmamıştır. Sağlık Bakanlığı’nın Turkovac için Acil Kullanım Onayı verildiğinin açıklaması, bilimsel çekincelere yol açacak niteliktedir.

Türk Toraks Derneği, Türk Klinik Mikrobiyoloji ve İnfeksiyon Hastalıkları Derneği ile Halk Sağlığı Uzmanları Derneği’nin “Henüz faz 3 aşaması sürmekte olan bir aşının hatırlatma dozu çalışması verilerine veya faz 3 çalışmasının küçük ölçekli bir erken aşama verisine dayalı olarak Acil Kullanım Onayı alması durumunda bu ‘onay’ bilimsel olarak tartışmalı olacaktır” görüşü dikkate alınmalı; araştırma sonuçları bilimsel ortamlarda, ilgili uzmanlık dernekleri ve meslek örgütümüzle zaman geçmeden paylaşılmalıdır.

Bilimsel çalışma sonuçları yayımlanmayan ve bilimsel ortamlarda tartışılmamış bir aşının güvenli ve etkili sayıldığına dair bakanlık açıklamaları, maalesef var olan aşı tereddüdünü daha da artıracaktır.

Türkiye’de üretilen bir aşının sadece ülkemizde değil dünyada da pandemiyi kontrol altına alma ihtimali, sevinçle karşılayacağımız bir durumdur. Ancak bunu yapmak için henüz uluslararası bilimsel hakemli bir dergide yer almayan faz 3 çalışmalarının bilimsel ortamlarda değerlendirilmesi, ardından fazların sonuçları ve bilimsel verilerinin paylaşılması gerekmektedir. Tüm bu sürecin ardından Acil Kullanım Onayı alınmalıdır.

Sağlık Bakanlığı’nı kamuoyunu aydınlatma sorumluluğunu yerine getirmeye, aşı kararsızlığına ve aşı karşıtlarının yanıltıcı söylemlerine yol açabilecek olumsuz durumlardan kaçınmaya, zaman yitirmeden çalışma sonuçlarını tüm ülke ile paylaşmaya çağırıyoruz.”

 

Numberone.com.tr

Haber

İlginizi Çekebilir