Kanal D’nin sevilen dizisi ‘Sadakatsiz’de Derin karakterini canlandıran Melis Sezen, Milliyet’ten Senem Aydın’a konuştu. Oyuncu, “Sınırlarımı zorlamayı çok severim, ne o öyle kolaya kaçmak, yakışır mı hiç?” dedi.
Melis Sezen, kendisine yöneltilen sorulara şöyle cevap verdi:
‘Sadakatsiz’ dizisiyle yıldızı iyice parlayan Melis Sezen, “Özel hayatımda hiçbir şey değişmedi, her şey olduğu gibi devam ediyor. Melis aynı Melis” dedi. Yeteneğiyle dikkat çeken oyuncu, uluslararası projelerde yer almayı hayal ediyor.
‘Sadakatsiz’ dizisiyle yıldızınız iyice parladı, projelerin, reklam filmlerinin aranan isimlerinden biri oldunuz. Bu başarı neler hissettiriyor?
“Çok mutluyum, hayallerimdeki işi yapıyorum, elimden gelenin en iyisini yapabilmek için çabalıyorum. Her zaman kendimi geliştirmeye çalışıyorum ve hep potansiyelimin en iyisine ulaşmayı, en iyisini çıkarmayı hedefliyorum. İnsanın mutlu olduğu işi yapması çok özel bir şey, çalışırken aynı zamanda en mutlu olduğum anları yaşıyorum ve bunun böyle bir dönüşü olması paha biçilemez.”
Oyunculuk çocukluktan beri tutkunuz sanırım. Şu an çocukluk hayallerinizi yaşadığınızı söyleyebilir miyiz?
“Kesinlikle! Umarım ömrüm boyunca bu hayalin içinde ilerlerim.”
Yolculuğunuzu siz nasıl özetlersiniz?
“Her an yeni bir şey öğrenen, sürekli değişen ve dönüşen bir Melis… Hayatın akışında…”
Başarı, şöhret, ilgi… Bunlar neleri değiştirdi?
“Özel hayatımdan bahsediyorsam, önceden kimse kırılmasın, üzülmesin, yanlış anlamasın diye insanlara “Hayır” demekte zorlanırdım. Şimdi ise konu işimi korumam gereken bir noktaya dayanıyorsa “Hayır” demeyi öğrendim. Sorumluluklarımı ona göre belirliyorum. Onun dışında özel hayatımda hiçbir şey değişmedi, her şey olduğu gibi devam ediyor. Melis aynı Melis.”
Şöhretin getirdiği hangi avantajları seviyorsunuz?
“Bir oyuncu olarak bir karakterle birlikte yaşamaya başlıyorum, bambaşka bir dünyanın içine dalıyorum ve bakıyorum ki bu dünyayı bizimle birlikte paylaşan bir sürü insan var. O karaktere en az senin kadar inanan, onun duygularını seninle paylaşan, bazen de ona kızan, tepki gösteren bir sürü insan… İşte bu çok özel bir şey, hiç tanımadığınız biriyle bir anda aynı dili konuşuyorsunuz, ona da, size de ait olan dünyayı paylaşıyorsunuz. En sevdiğim yanı bu sanırım.”
‘Sadakatsiz’ dizisinin ve Derin karakterinin hayatınızdaki yerini nasıl anlatırsınız?
“Öncelikle ‘Sadakatsiz’ gibi bir projenin içinde olduğum ve böylesine güçlü bir kadroyla çalıştığım için kendimi çok şanslı hissediyorum. Anlattığımız hikayeye gelince, hepimizin hayatından bir yere dokunuyor, elbet çoğu insan hayatında bir aldatma/ aldatılma olayı yaşamıştır ama neler hissetmiştir acaba? Nasıl karşılamıştır bu durumu? İntikam almalı mı, yoksa intikam soğuk yenen bir yemek midir? Bu hikayedeki her karakterin ne hissettiğini, duyguları işliyoruz biz. İşimizin en sevdiğim yanlarından biri de bu. Derin’e gelince, benim için ne kadar özel olduğunu tarif etmekte zorlanıyorum.Onunla 18 yaşımdan 27 yaşıma geldim ki, bu yolculukta her an dönüştüm. Onun öylesine adı gibi derin bir dünyası var ki, bana her an yeni bir şey öğretiyor, zorluyor, bambaşka boyutlar katıyor… Böyle bir karaktere hayat verdiğim için çok mutluyum.”
Derin sınırları zorlayan biri, Melis sınırları zorlamayı sever mi?
“Severim ama ne olduğuna bağlı tabii. Yürekten inanıyorsam zorlarım. İnancım zedelenmişse bırakırım. Kendi sınırlarımı zorlamayı çok severim, ne o öyle kolaya kaçmak, yakışır mı hiç?”
Onun gibi takıntılı bir aşık mısınız peki? Aşk sizin için ne ifade ediyor?
“Takıntılı değilim ama aşk çok kıymetli bence, hayatın bize sunduğu bir armağan. Sürpriz gibi. Ne güzel bir şey iki insanın birbirini sevmesi ama gerçekten sevmesi…”
Projeler dışında pek göz önünde değilsiniz. Bunu özellikle mi tercih ediyorsunuz?
“İşimle göz önünde olmayı seviyorum.”
İşle özel hayat arasında dengeyi nasıl kuruyorsunuz?
“Şu an öyle bir dengem yok sanırım. Sürekli setteyim ama bundan çok mutluyum. Beni en çok besleyen şey çalışmak. O yüzden bir yandan özel hayatımda da mutlu olmuş oluyorum. Yogaya başladım, boş günlerimi artık yogayla dolduruyorum. Bir de kitap okuyorum, en güzel meditasyon benim için.”
Sizin hayranı olduğunuz isimler kimler?
Artık dizi platformları oyuncuları dünya çapında tanıtabiliyor. Bu konuda hayalleriniz var mı?
“Var tabii ki! Çok isterim uluslararası işler yapmayı ve yaptığım işi dünyayla paylaşabilmeyi…”
Hedefleriniz neler? Kendinizi beş yıl sonra nerede görüyorsunuz?
“Kendime hedef koymam ve asla böyle bir soru sormam, çünkü hayatın ne getireceğini, bir saniye sonra ne olacağını bilemiyoruz.
Koç Üniversitesi’ndeki eğitiminizi tamamladınız mı?
“Okulumu çok seviyorum. Medya ve görsel sanatlar bölümünde eğitim alıyorum. Aslında bölümüme dair bütün dersleri tamamladım fakat herkesin alması gereken seçmeli derslerim kaldı. Son sınıfım, umarım en kısa sürede tamamlayacağım.”
Numberone.com.tr