Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Basın Müzesi, basın tarihine ışık tutuyor. İstanbul Cağaloğlu’nda bulunan TGC Basın Müzesi, özellikle genç gazetecilerin uğraması gereken, basın tarihini yakından tanımalarını sağlayacak önemli bir müze. TGC bünyesinde 1988 yılında hizmete giren Basın Müzesi, Türkiye’nin en donanımlı ve ilk basın müzesi olma özelliği taşıyor. Müze hakkında merak edilenleri TGC Genel Sekreteri Sibel Güneş SÖZCÜ HaftaSonu’na anlattı.
BİNA HARAP HALDEYDİ
TGC Genel Sekreteri Güneş, binanın Basın Müzesi yapılması için, 1983 yılında dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Tırtıl ile yapılan görüşmeler sonrasında TGC’ye verildiğini belirterek, “TGC Basın Müzesi, kurulduğu dönemde dünyanın sayılı basın müzelerinden birisiydi. İBB tarafından bina TGC’ye verildiğinde harap bir haldeydi. 4 yıl süren restorasyon çalışmalarının sonunda da 9 Mayıs 1988 tarihinde bina hizmete giriyor” dedi.
OTELE ÇEVRİLMEK İSTENDİ
İBB’nin önceki yönetimi tarafından binanın otele çevrilmek istendiğini ifade eden Güneş, “Müzenin binası İBB’ye ait. Önceki yönetim dönemi bizi, otel yapmak için ısrarla dava açarak çıkarma yolunu denedi. Ama yasal haklarımızı kullanarak tahliye kararını önledik. Çünkü burası sadece gazetecilerin müzesi değil, İstanbulluların da müzesi” şeklinde konuştu.
GAZETELER HALA CİLTLENİYOR
Güneş, arşivi anlatırken şu ifadeleri kullandı:
“Gazetelerin ciltlenmesi hala devam ediyor. Genel bir yanılsama var. Sanki dijital geldi ve kağıt bitti gibi. Bu doğru bir yaklaşım değil. Kağıt hala çok kıymetli. Belki çok daha uzun gelecekte, çevreyi korumak amacıyla kağıt farklı bir boyuta çıkacak ama bir çok donanımlı kütüphanede bile bulunamayan gazete ve kaynak için Basın Müzesi tercih ediliyor. Biz gelenler ve olmayanları eşleştirerek ciltleme ve dijital kayda devam ediyoruz”
“GENÇ GAZETECİLER UMUDUNU ASLA KAYBETMEMELİ”
Basın Müzesi’nde sanatçılara da destek olunduğunu belirten Güneş, “Basın Müzesi’nde, tüm sanatçılara açık bir sergi salonu katımız var. Sanatçılar rahatlıkla sergi açabilirler. Biz tüm sergileri haberleştirip medyaya da duyurusunu yapıyoruz. Ayrıca TGC’nin İletişim Fakültesi öğrencileri ve gazetecilerin katıldığı Bab-ı Ali turları düzenleniyor. Ancak pandemi nedeniyle ara verdik. Bu turlar, Sirkeci’den başlıyor. Eski gazetelerin binalarını bu konunun kıdemli gazetecileri anlatıyor. Son durak Basın Müzesi oluyor. Basın Müzesi, İletişim Fakültesi öğrencilerinin sıklıkla ziyaret ettikleri bir yer. Çünkü basın tarihini iyi bilmeden bugünü anlamak mümkün değildir. İktidara yaslananlar, iktidara karşı mesafesini koruyanlar ve sadece halkın haber alma hakkı için çalışan gazeteciler her dönemde olmuş. Genç meslektaşlarımız umutlarını kaybetmemeli. Bunların hepsi geçecek” şeklinde konuştu.
BASIN TARİHİNİN KIYMETLİ İSİMLERİ
Basın Müzesi’nde sergilenen çok sayıda esere değinen Sibel Güneş, sözlerine şöyle devam ett:
“TGC, basın tarihi açısından o çok kıymetli baskı makinelerini bağışlarla yapılandırıyor. Basın müzesinin bir galeri bölümünde basın tarihinin en kıymetli isimlerinden 76 önemli yazarın yağlı boya tabloları da yer alıyor. Sedat Simavi’den Abdi İpekçi’ye, Mehmet Ali Birand’tan Uğur Mumcu’ya kadar birçok önemli gazetecinin kitapları ve ana eşyaları var. Her siyasi görüşten öldürülmüş gazetecilerin listesi ve fotoğrafları var”.
Numberone.com.tr