Başbakan Yıldırım, “15 Temmuz günü saat 15.00’te bir binbaşı, MİT’e ihbar etti. 15 Temmuz’da istihbarat MİT’e saldırı olacak diye geliyor” dedi. Aralarında siyasiler, yazarlar ve gazetecilerin de bulunduğu kişilere yönelik açtığı bin 500 davayı geri çektiğini açıklayan Başbakan Yıldırım, “Bizim hükümet olarak 30 Ağustos törenleri konusunda aldığımız bir karar henüz yok” dedi. Yıldırım, 5 bin öğretmen alınması konusunda Bakanlar Kurulu’nda karar alındığını söyledi.
Bir televizyon kanalında canlı yayına katılan Başbakan Binali Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bugün Genelkurmay’ı ziyaret edeceğini açıkladı.
Başbakan Yıldırım, darbe girişimine ilişkin “15 Temmuz günü saat 15.00’te bir binbaşı, MİT’e ihbar etti. 15 Temmuz’da istihbarat MİT’e saldırı olacak diye geliyor. MİT’e niye haber vermediniz diye sordum, cevabı verilemedi. Ben bunu Milli İstihbarat Teşkilatı Başkanı’na sordum, ‘Bu nasıl olur ‘ dedim. ‘Başbakan’ın haberi yok, Cumhurbaşkanı’nın haberi yok. Tamam Genelkurmay Başkanı’nın bilgisi olması gayet doğal ama aynı zamanda Başbakan’a da söylemeniz gerekir. Çünkü, siz Başbakan’a karşı sorumlusunuz, bağlısınız.’ Ama bunun cevabını veremedi, herhangi bir şey de söyleyemedi. Doğrusu bu” ifadelerini kullandı.
“TİB’İN YERİNE BİR KURULUŞ GELMEYECEK”
Yeni kararnamede istihbaratla ilgili çalışma yapıldığını belirten Yıldırım, “15 Temmuz hain darbe teşebbüsünde hayatını kaybeden bütün şehitlerimizi rahmetle anıyorum. Türkiye zor bir ülke. Tarih boyunca birçok medeniyetlerin hedefi olmuş bir ülke. Başkalarının bir tehdidi varsa bizim 10 tehdidimiz var. Bugüne kadar 3 tane kanun hükmünde kararname çıktı. Bundan sonra da çıkacak. Önümüzdeki günlerde yeni bir kanun hükmünde kararname yayınlanacak. Onunla ilgili hazırlık çalışmaları devam ediyor” diye konuştu.
TİB’in kapatılacağı ve yerine bir kuruluş gelmeyeceğinin altını çizen Başbakan Yıldırım şunları ifade etti:
“İstihbaratla ilgili sorunlarımız olduğu ortada, bu bir sır değil. Bilgiye sahip olmazsanız başınıza gelecek olaylara tedbir alamazsınız, almakta geç kalırsınız. Bizim 15 Temmuz’da yaşadığımızın izahı, özeti budur. Eğer yeterli istihbarat alınabilseydi, o istihbarat vakitlice elde olabilseydi, belki de bu mesele bu noktaya gelmeyebilirdi. İstihbarat denetlenmeli, yanlış yapanlara işlem yapılmalı. MİT’in Cumhurbaşkanlığına bağlanması gündemimizde, üzerinde çalışıyoruz.
“58 BİN 611 KİŞİ AÇIĞA ALINDI”
Ülke olarak çok büyük bir felaketin eşiğinden döndük, zamanı gelince tabii ki özeleştiri yapacağız. Bu olay en çok ordumuzun itibarına tahribat yaptı. Balkan Savaşı’ndan beri Türk Ordusu böyle bir hadise yaşamadı. Torunum “Bunlar bizim askerimiz değil mi neden insanları öldürüyor” diye sordu, cevap veremedim. İntikam duygusuyla hareket etmeyeceğiz. 58 bin 611 kişi açığa alındı, 3 bin 499 kişi görevden alındı.
(Demokrasi ve Şehitler Mitingi’ne liderlerin davetine ilişkin) Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı katılmayacak ama bir heyet gönderecek. MHP’den de bugün, bu akşam cevap geleceğini düşünüyor. Değerlendirmem şu, keşke kendileri gelseydi, yani parti başkanları gelse, orada vatandaşlara hitap etselerdi çok daha güzel bir birlik, beraberlik görüntüsü olurdu ama en azından temsilci göndermeleri, partilerinden, o da bir anlamda birliğe, beraberliğe verdikleri önemi gösterir diye düşünüyorum.
(FETÖ’nün darbe girişimi) Biz bir ölçü koyduk. Ölçüler belli. Doğrudan bunlarla teması olan, hatta temasları devam eden, 17-25 Aralık’tan sonra finansal desteğe katkı sağlayan, şu anda bu yapının derneklerinde, partilerinde aktif görev alan bütün bu insanların hepsi zanlı olarak toplanıyor. Daha sonra ‘Bu işle benim alakam yok’ diyenler, itirazlarını yaptıkları zaman bunları gözden geçireceğiz. Hakikaten ikna edici bir delil ortaya çıkarsa o zaman bunlar diğer zanlılardan ayrılacak. Bu konuda işimizin kolay olmadığını söylemek isterim ama biz bir hukuk devletiyiz. Haklı ile haksızı mutlaka birbirinden ayırt etmemiz lazım.”
“15 BİN ÖĞRETMEN ALINACAK”
Yıldırım, “Şu anda zannediyorum 20 binin üzerinde, 23 bin civarında öğretmen açığa alındı. Dolayısıyla ders sezonu da geliyor, okullar açılacak, öğretmen ihtiyacı var. Bu yüzden 15 bin öğretmen alınması konusunda Bakanlar Kurulu’nda bir karar aldık ve Milli Eğitim Bakanına gereğini yapması talimatını verdik” dedi.
KPSS’NİN İPTALİNE İLİŞKİN AÇIKLAMA
Başbakan Yıldırım, 2010 KPSS’nin Genel Yetenek-Genel Kültür oturumunun iptaline ilişkin, “Burada bir yargı kararı var, yargı kararı da o mağdurlar tarafından açılan dava, ‘buradaki sorular çalındı’ diye. Neyse mahkemeler işte bu kadar sürmüştü, 2010, geldik 2016’ya, bunlar memuriyete girmiş toplam 86 bin kişi. Bunlar şimdi iptal olunca, bunun anlamı nedir, 86 bin kişi çıkarılacak demektir, başka bir tedbir olmasa çıkarılacak. Yani ‘Mahkeme karar vermiş ama aradan şu kadar sene geçti biz bir şey yapamayız’ deme şansımız yok. Ya bir yasa düzenleyeceğiz bu mahkeme kararını etkisiz hale getireceğiz ya da mahkeme kararını uygulayacağız, 86 bin kişinin iş akdini feshedeceğiz” diye konuştu.
“ÜZERİMİZE DÜŞENİ YAPACAĞIZ”
Başbakan Yıldırım, liderlerin bir araya gelmesinin sürdürülüp sürdürülmeyeceğine ilişkin, “Biz kararlıyız, bu konuda üzerimize düşeni yapacağız. Ben gerek CHP gerek MHP Genel Başkanlarının da bu konuda samimi olduklarını düşünüyorum. Birçok konuyu konuşarak, görüşerek çözebiliriz. Bu ülke hepimizin, bu ülkenin geleceği hepimizi ilgilendiriyor. Bu milletin huzuru, güvenliği, geleceği hepimizin konusu, o yüzden kavga edecek çok fazla şeyimiz yok ama paylaşacak çok şeyimiz olduğunu düşünüyorum.” dedi.
Başbakan Yıldırım, “(Devlet Memurları Kanunu) 657 değişmiyor, 657’ye mesnet, temel teşkil eden anayasa hükmü var. Anayasa hükmü, onda bir değişiklik öneriyoruz. Değişiklik önerimiz şu, bir devlet memuru var, bir devlette çalışan kamu işçisi var, sözleşmeli var, değişik sözleşme, kadro karşılığı sözleşmeli var, bütün bu statülerin tek bir ad olarak ele alınması, bunun adı kamu çalışanı olabilir. Kamu çalışanı deyince herkesi kapsar. Bu şekilde bir düzeltme, yaşanacak ihtilafları, davaları da ortadan kaldırır diye düşünüyoruz. Onu esas alarak da anayasaya uygun kanun yapılabilir” şeklinde konuştu.
Başbakan Yıldırım, aralarında siyasiler, yazarlar ve gazetecilerin de bulunduğu kişilere yönelik açtığı bin 500 davayı geri çektiğini bildirdi.
“30 AĞUSTOS TÖRENLERİ KONUSUNDA ALDIĞIMIZ BİR KARAR YOK”
Başbakan Yıldırım, “Bizim hükümet olarak 30 Ağustos törenleri konusunda aldığımız bir karar henüz yok. Bunu tabii ki oturacağız, konuşacağız, en uygun gereken neyse yani bir olay yaşadık diye 30 Ağustos’u yok sayamayız. Gerekli tedbirleri alırız, riskleri hesap ederiz, ondan sonra da gereken neyse yapılır. Bu konuda ‘Törenin şu kısmı yapılacak, bu kısmı yapılmayacak…’ Bugüne kadar yapılanın yapıldığı şeklin dışında bir uygulama henüz kararlaştırılmış değil” diye konuştu.
Başbakan Yıldırım, OHAL süresinin uzatılıp uzatılmayacağına ilişkin, “Şu anda böyle bir düşüncemiz yok. Ümit ederim ihtiyaç da olmaz, olabilirse daha erken de kaldırabilmeyi hedefliyoruz.” dedi.
Başbakan Yıldırım şunları ifade etti:
“(Fetullah Gülen hakkında acil tutukluluk talebi) Kaçmasına karşı veya herhangi bir şekilde başına bir iş gelmesin diye, delil karartması vesaire olmasın diye böyle bu talebimiz var. Bu talep çok hukuki ve çok makul bir taleptir. Ümit ederim, Amerika Birleşik Devletleri yetkilileri bunu hassasiyetle dikkate alırlar.
(ABD’nin darbe girişimine müdahil olduğu iddiaları) Bu tartışmaları Amerika Birleşik Devletleri’nin sona erdirmesi için eline altın bir fırsat geçti. Amerika Birleşik Devletleri üzerindeki soru işaretlerinin kalkması için o altın fırsat nedir Darbenin görünen ismi bellidir, onu Türkiye’ye teslim eder, o zaman da bu tartışmalar tamamen ortadan kalkmış olur. Böylelikle iki stratejik ortak arasında da sıkıntı kalmamış olur.”
Başbakan Yıldırım, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Köln’deki mitinge telekonferansla bağlanmasının engellenmesine ilişkin, “Cumhurbaşkanımızın oradaki mitinge katılanlara hitap etmesi Almanya’nın içini karıştıracak bir şey mi? Bunu kime inandırabilirsiniz? Akla ziyan işler, doğrusu büyük bir hayal kırıklığı yaşadık.” dedi.
Başbakan Yıldırım, “Avrupa bize adalet öğretmeye, adalet dersi vermeye kalkmasın. İşlerine geldiği gün, bir günde Anayasa Mahkemesi’ne kadar götürüp Recep Tayyip Erdoğan’ın orada vatandaşlarına hitap etmesine mahsur görecek. Ondan sonra da burada tanklarla, toplarla insanları acımasızca öldürenler için de ‘Acaba öyle miydi? Acaba…’ Artık bu samimiyetsizlik bir son bulmalıdır. Yıllardan beri Batı bizim müttefikimizdir, Türkiye bir Batı ülkesidir, aynı zamanda da bir Asya ülkesidir, Türkiye tam bir medeniyetlerin buluştuğu noktadadır. O bakımdan dostumuzu da düşmanımızı da biz iyi görüyoruz, hepsini hesap ediyoruz” diye konuştu.