Bodrum sahiline vuran cansız bedeniyle sığınmacı krizinde önemli bir simge haline gelen minik Aylan’ın babası Abdullah Kurdi, İtalyan basınına konuştu.
Türkiye’ye minnettarım, çünkü birçok Suriyeli vatandaşıma çalışma izni ve vatandaşlık verdi.
Cansız bedeninin Bodrum sahiline vurması dünya kamuoyunda büyük infial yaratan 3 yaşındaki Aylan (Alan) Kurdi’nin babası Abdullah Kurdi, Avrupa Birliği (AB) ülkelerini göçmen politikalarından dolayı eleştirirken, Türkiye’ye minnettar olduğunu söyledi.
Geçen Eylül ayında Türkiye’den Yunanistan’ın Kos Adası’na kaçmak isterken içinde bulundukları botun batması sonucu eşi Rehan ile 3 ve 5 yaşlarındaki oğulları Alan ve Galip’i kaybeden Abdullah Kurdi, İtalyan La Repubblica gazetesine bir demeç verdi.
Kendi ailesiyle birlikte 12 kişiyi Yunanistan’a kaçırmaya çalışan insan tacirleri Muwafaka Alabash ve Asem Alfrhad’ın, kendisini de insan taciri olmakla suçlamasına ilişkin Kurdi, “Hangi insan taciri kendi ailesini o umutsuzların arasına, bir bota bindirir? Bu suçlama, akla hakarettir” diye karşılık verdi.
DAVUTOĞLU VE BARZANİ
Ailesini de defnettiği Kobani’de yaşamaya devam edemediğini söyleyen Kurdi, “Şu an Irak Kürdistan’ında, Erbil’deyim. Cenazeden sonra bir ay Kobani’de kaldım, ama orada yalnızdım ve şehirde her şey yıkılmıştı. Günden güne insanlar kaçtı. Daha fazla dayanamadım, aklımı yitirmek üzereydim” ifadelerini kullandı.
Narçivan Barzani, Alan adına bir çocuk yardım vakfı kurma sözü verdi ve ben de orada çalışacağım.
Abdullah Kurdi, “Size kimse yardım etmedi mi?” sorusuna ise “Ne uluslararası organizasyonlar, ne de Suriyeli ve Kürt-Suriyeli olanlar yardım etmedi. Eski Türk Başbakan Davutoğlu hariç. O bana 5 bin dolar verdi. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Neçirvan Barzani de telefon ederek beni Erbil’e davet etti ve orada bana bir ev satın aldı” diye yanıt verdi.
AB’YE TEPKİLİ
Oğlu Alan’ın fotoğrafının, bir süre Batı kamuoyunun zihninde ve siyasilerin odağında bir şeyleri harekete geçirmiş gibi göründüğünü belirten, ancak bunun anlık duygusal tepkilerin ötesine geçemediğinden yakınan Kurdi şöyle konuştu:
“Oğlumun adı okullara ve kampanyalara verildi. Bu beni memnun ediyordu, çünkü insanları empati kurmaya teşvik edecek ve ailemin unutulmamasını sağlayacaktı. Ancak batan teknelerin haberlerinin gelmeye devam etmesi, Balkanlarda duvarların örülmesi, hükümetler arasındaki polemikler bana, gerçekte anlık duygusal tepkilerin ötesinde değişen bir şey olmadığını söylüyor.”