MHP Lideri Bahçeli, başkanlık sistemi tartışmasını değerlendirdi: ”Ne yeni bir sisteme ne de yeni bir rejime gerek yoktur. Başkanlık tesis edilince Türkiye bir kalemde tüm sorunlarından kurtulacak mıdır?” Bahçeli, “Hükümete verdiğimiz fiili destek, hukuki boyut alabilir” sözlerine de açıklık getirdi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu.
Bahçeli, konuşmasında, MHP Siyaset ve Liderlik Okulu’nun 12. Dönem Sertifika Töreni’ndeki bir değerlendirmesinin çok tartışılıp, konuşulduğunu belirtti.
Bu konuşmada, “Eğer ihtiyaç hasıl olursa, eğer gerek duyulursa, Türkiye’nin milli ve tarihi çıkarlarını savunmak için düne kadar hükümete verdiğimiz fiili destek hukuki bir boyut alabilecek ve Milliyetçi Hareket Partisi yalnızca ülke ve milleti için her türlü sorumluluğu almaya hazır olduğunu kanıtlayacaktır” ifadelerini kullandığını anımsatan Bahçeli, “MHP’nin hukuki boyutta vereceği destek bir hükümet mantığı içerisinde ele alınmalıdır” dedi.
Bahçeli, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Söylemek istediğimiz şudur: MHP, diğer eleştirileri saklı kalmak kaydıyla ön şart olarak terörle mücadelenin eksiksiz ve kesintisiz sürdürülmesinden yanadır. Kahraman Mehmetçik ve polislerimizin verdiği insan üstü emeklerinin boşa gitmemesi için lazım gelen fedakarlıklara hazırdır. MHP Türkiye’nin tarafında, Türk milletinin safında, Türk vatanının cesaretle, sevdayla hizasındadır. Türkiye’nin bekası ve geleceği her türlü siyasi angajman ve ideolojik aidiyetin fersah fersah üstündedir. AKP’nin olağanüstü kurultayı sonrasında terörle mücadele zaafa uğrar ve tavsarsa, parti olarak TBMM’de her türlü ilave desteği vermekten çekinmeyiz. Bunu da milli görev sayarız. Türkiye huzura ulaşana, terörün kökü son militanına kadar kazınana, son kanlı silah teslim alınana kadar üzerimize ne düşüyorsa sabırla yapmaya açığız. Bu aşamada yasal ve anayasal çalışmalar elbette kendi mecrasında akacak ve gereği de meşruiyet dairesinde yapılacaktır. Bugüne kadar terörle mücadelede, tüm eleştiri ve karşı çıkışlara rağmen, MHP devletin ve hükümetin fiilen destekçisi olmuştur. Demokrasinin yaşayıp yaygınlaşması için güçlü bir muhalefet her zaman gereklidir. Denilebilir ki demokrasinin varlığı, devamlılığının teminatı farklı düşünce ve sözleri yansıtan muhalefetle mümkündür. Ve milli muhalefet yeri geldiğinde ülkesi ve milleti için ateşe atılan, karanlığa ok gibi dalan, saldırılara karşı devletiyle ön saflarda duruş gösteren bir adanmışlık ve anlayışta olmalıdır. Biz böyleyiz, buna varız ve buradayız. Biz karanlıktan göz kırpmıyoruz.Biz boşa atıp dolu tutma merakında değiliz.Biz yangından parsa toplama arayışında da değiliz.
Özellikle Çanakkale’den itibaren kararlılıkla savunulan ve Misak-ı Milli ile anlam bulan kutsal vatanımızı korumak; Türk milleti kimliği etrafında oluşan toplumsal kucaklaşma ve kaynaşmanın zirveye ulaşmasını sağlamak; millet egemenliğine dayalı demokratik bir yönetim tarzının vazgeçilmez hale gelmesini oluşturmak ve nihayet, dayatma ve tehditleri reddeden bir milli devletin onurlu, bağımsız ve kararlı duruşunun tüm dünyaya duyurulmasını temin ve terörizmi yok etmek amacıyla, MHP, her uzlaşma teklifine, her ahlaklı çağrı ve davete gönüllüdür. Bizim hukuki boyuttan maksadımız ise bunlardır.”
BAŞKANLIK SİSTEMİ TARTIŞMALARI
Bahçeli, ne yeni bir sisteme ne de yeni bir rejime gerek olmadığını “Sonu macera ve mezbelelik olan arayışlara ihtiyaç olmadığını” bildirdi.
Bahçeli, “Eğer yeni bir sisteme gereklilik varsa, devleti yeniden tanım ve tarif konusuna milletin tamamı tam bir fikir ve bilgi ittifakıyla ‘tamam’ diyorsa, ancak o zaman ne konuşulup tartışılacaksa gündeme alınmalıdır. Bunun dışında her söz zaman kaybı, her teşebbüs yeni bir çatışma ve cepheleşme kaynağı olacaktır” diye konuştu.
“Başkanlık gelince işsizlik bitecek midir? Türkiye bölgesinde ve küresel anlamda yıldız gibi parlayacak, bir kalemde tüm sorunlarından kurtulacak mıdır? Hangi mucize, hangi muhteşem başarılar birbiri ardına sökün edecektir?” sorularını yönelten Bahçeli, “Şimdi ‘başkanlık ihtiyaçtır’ diyenler, bir süre sonra başka ihtiyaç ve taleplerle milletin huzuruna çıkarsa buna ne diyeceğiz, hatta nasıl mani olacağız Milletimizin en tabii ve haklı beklentisi refah ve reformdur. İş, aş ve yoksulluk sorunlarının kökten çözümüdür. Aciliyet arz eden toplumsal talep zenginlik ve rahat bir hayattır. Bu milli özlemlerin başkanlık sistemiyle anında gerçekleşeceğini bırakınız söylemeyi, iması dahi akla, izana ve irfana sığmayacaktır” değerlendirmesinde bulundu.
”BAŞARI VE MUTLULUKLAR DİLİYORUM”
Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun “neler olduğu henüz açıklanmamış zaruri nedenlerden” dolayı Başbakanlığı ve AK Parti Genel Başkanlığını bırakma kararını sistem tartışmalarından bağımsız düşünmenin mantıksız olduğunu ifade eden Bahçeli, “Birbirimize karşı iyi-kötü sözlerimiz siyasetin doğası gereği olmuştur. Sayın Davutoğlu’na bundan sonraki hayat serüveninde kendisine başarı ve mutluluklar diliyorum” dedi.
“Amacımız AKP’nin zor günlerinde siyasal rant devşirmek değil” diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
“Sayın Davutoğlu yoldan önce yol arkadaşına vurgu yapıyorsa, ki haklıdır, o zaman bu refikliğin hilafına ilk hareketi kim başlatmış, burada gözettiği amacı ne olmuştur Sayın Davutoğlu AKP Genel Başkanlığı’ndan ayrılma tercihinin kendisine ait olmadığını söylemektedir.Tercihe saygı duymak lazımdır ama sandıktan çıkmış bir Başbakan’ı gönderme, görevden alma takdir ve yetkisi de demokratik akıl ve vicdan kapsamında yalnızca AKP’nin saygıdeğer mensuplarına ve millete aittir.
”DAVUTOĞLU’NUN KIZAĞA ÇEKİLMESİNDE ASIL SORUMLU KİMDİR?”
Bu durum karşısında Davutoğlu’nun kenara alınmasında, kızağa çekilmesinde asıl sorumlu kimdir ve bunu niçin gerekli görmüştür 1 Kasım’da yaklaşık yüzde 49 oy almış bir partinin Genel Başkanı, 29 Nisan’da partisinin Merkez Karar Yönetim Kurulu’ndaki 47 imzalı önergeyle yetkilerinin tırpanlanmasına, 4 Mayıs’ta da Cumhurbaşkanıyla görüştükten sonra olağanüstü kurultay kararına nasıl varmıştır? Sandıktan çıkan bir iktidar kansız ve silahsız tasfiye edilmiştir. Her ne kadar AKP siyasi rakibimiz olsa da, Türkiye’nin şu günkü vahim ortamında bir iktidar karışıklığı, bir hükümet bunalımı çok büyük sakıncalar doğuracaktır. Davutoğlu’nu çok eleştirdik. Hatta demediğimizi bırakmadık.Geldiğimiz bugünkü aşamada da ne kadar haklı olduğumuz ortaya çıkmıştır.Yine de millet iradesini alarak Başbakan olmuş bir parti genel başkanının, böylesi yollarla buruşturulup atılmasını da hazmetmemiz zordur. Davutoğlu ilk olarak, kendisine oy verenlere büyük bir haksızlık yapmıştır. Başbakanlığına bağlanan umutları boşa çıkarmıştır. İkinci olarak, vesayet altında olduğunu belgelemiştir. Üçüncü olarak da Başbakanlığının sanal olduğunu, gerçek gücün kendi dışında toplandığını teyit etmiştir. Anlaşılan Cumhurbaşkanı bir plan ve kurgu dahilinde, kendi hedefleri doğrultusunda Davutoğlu’nu süresiz dinlenmeye almıştır.”
Bahçeli, kendileri için asıl önemli konunun “Türkiye’nin ne olacağı, ismi Beştepe’de saklı müstakbel Başbakan’ın ülkeyi nasıl yöneteceği” olduğunu bildirdi.
Bahçeli, “Biz gidersek beyaz Toroslar gelir diyen Davutoğlu, yoğun bir milli boğuşmanın olduğu ortamda koltuğunu bir çırpıda terk etmiş ve gitmiştir. Sanki Torosların ahı tutmuştur” diye konuştu.
”ÜLKEYE İHANET; DEMOKRASİ CİNAYETİ”
Türkiye’de erken seçim ihtimalini konuşanların istikrarsızlık ve mahvoluşa süratle hizmet ettiğini belirten Bahçeli, seçimlerin üzerinden 6 ay geçmişken yeni bir seçim havası oluşturmanın “ülkeye ihanet” ve “demokrasi cinayeti” olduğunu vurguladı.
Bahçeli, şu ifadeleri kullandı:
“Erken seçim için MHP bekleniyormuş; MHP’deki olağanüstü kurultayla ilgili gelişmeler bundan sonrası için tayin edici ve belirleyici olacakmış; MHP’de mevcut yönetim kalırsa baraj altı, giderse yüzde 25’e çıkarmış. Ağzı olan konuşmuş, sözde okuması yazması olan ümmi yuvaları atıp tutmuştur. Bu sefil ve yalancılar korosu algı ve aldatma düzeneklerini el yapımı patlayıcılar gibi partimizin etrafına döşemeye kalkmışlardır.Bizim korktuğumuzu, çekindiğimizi hayasızca iddia edenler en başta bizden görünüp aslında bizimle geceyle gündüz kadar farklı olan zavallılardır. MHP değil barajdan, Allah’tan başkasına kulluk etmez, hiçbir şeyden de korkmaz, korkmamış, korkmayacaktır.
”SÜTÜNÜ İÇMEDEN VE İÇTİKTEN SONRA YORUM YAPANLARIN…”
MHP gazete köşelerinden, televizyon ekranlarından, sosyal ve internet medyasından üretilmiş edepsiz dedikodularla yönetilemez, yönlendirilemez. Sabahları kameralar karşısına geçip, sırayla sütünü içmeden ve içtikten sonra yorum yapanların ciddiye alınacak bir tarafı da olmayacaktır. Bize göre bu tipler yalnızca sütünü içerek avunsunlar, yetmezse arkasından gidip hezeyanlarıyla birlikte kumda oynasınlar. Küçücük akıllarınca MHP’ye çelme takmak istiyorlar, ama kendi kazdıkları kuyuya kendilerinin düştüğünü göremiyorlar. Zeka fukarası kafalarına göre MHP’nin yutulmasını projelendiriyorlar. Bilmiyorlar ki hevesleri kursaklarında kalacak, şirret hesapları ayaklarına dolanacaktır. Ve de bu çok yakındır. MHP sırtını ona buna değil, egemenliğin yegane ve asil sahibi büyük Türk milletine dayanmıştır. Bizim Allah’tan başka himmet beklediğimiz, milletten başka yardım istediğimiz yoktur, aksini söyleyenler hadsizdir, müfteridir, seviyesizdir.”
Kendileri için siyasetin “kısa metrajlı bir film, kısa menzilli bir koşu, egolarını tatmin aracı, dünyalıkları yığma vesilesi” olmadığını aktaran Bahçeli, “Milliyetçi siyasetimizde aşk vardır, sevda vardır, vatan vardır, millet vardır, Türklük vardır, Türkiye’nin varlığı tümüyle esastır, vazgeçilmezdir. Biz siyasette tavşana kaç, tazıya tut demeyiz. Tavşan arayanlara Bozkurt’u hatırlatır, akıllarını da baştan alırız. İlk molada kayış atmayız; ilk yokuşta su kaynatmaz, ilk sarsıntıda sağa sola kaçışmayız; ilk durakta inmez, ilk virajda savrulmayız” diye konuştu.
“YARGITAY’IN KARARINA SAYGILIYIZ”
Bahçeli, grup toplantısının ardından gazetecilerin, Yargıtay’dan MHP’nin kongresine ilişkin karar beklendiğini anımsatması üzerine, “Yargıtay’ın kararını herkes bekliyor, biz de bekliyoruz. Yargıtay’ın alacağı karara da saygılıyız” dedi.
MHP Lideri Bahçeli, “Her türlü teklife açığız, hukuki, ahlaki’ dediğiniz teklife partili cumhurbaşkanı da dahil midir?” sorusuna da “Siz, konuşmamdaki özü kavramak istemiyorsunuz. Ben terörle mücadelede kayıtsız, şartsız destek verdiğimizi ifade ediyorum. Onun dışındaki eleştirilerimiz saklıdır” yanıtını verdi.