Lady Gaga’nın Çarpıcı Röportajı: “Takdir etmeyen çeksin gitsin!”

Etten kıyafet giydiği fotoğrafları aklınızdan çıkarmaya çalışın; mavi bornozunun içinde karşınızda kanlı canlı konuşurken…
Ne toprağa bakan Amy Winehouse makyajının bir önemi kalıyor: Gözlerinin içi kız kardeşiniz gibi gülüyor…
Ne de dizide canlandırdığı soğukkanlı, mermer tenli vampir karakterinin: Sesi titrediğinde sarılıp ısıtasınız geliyor.
Masaya elini vuruyor, başını ellerinin arasına alıyor, meramını anlatırken bir gözünüzden öbürüne gezinip heyecanına ortak olmanızı istiyor.

“Bir insan olarak hayattaki en büyük mücadelem bu oldu galiba: Umutsuzca gerçek beni sevmenizi bekliyorum.”
Haaa, oyunculuğuna karşılık bulursa, o zaman karnı tok köpek yavrusu gibi cilvesi de artıyor; gelsin kafayı hiç kaldırmadan bakabildiği kadar yukarı bakmalar; gitsin sağa sola boyun kırmalar, dudak bükmeler, göz süzmeler!
Ne ‘cool’u canım: Gıdısını al, 60 okka eksilt, hızlı çekimde seyret: Al sana Nur Yerlitaş!
Set arası üstüne giydiği bornoz da zaten yine aynı ekolün mahsulü.

Los Angeles’taki Fox Stüdyoları’nda Amerikan Korku Öyküleri (AHS) dizisinin setinde, dünyanın her yerinden gelmiş bir grup gazeteci Lady Gaga’yla sohbetteyiz.
Dünya starı dersiniz; bir dokun, bin ah işit: Sevilmek istermiş, sanatını icra ettirmemişler, her Allah’ın günü heyecandan midesine ağrılar girermiş, torbalar dolusu kusarmış…

Bu satır aralarında, bir dizi karakteri üzerinden, koca bir dünya starının saklanmış gerçek dünyasını, korkularını, yalnızlıklarını, olamayışlarını, beklentilerini, belki de hatalarını okuyacaksınız.
Kabahat kimin mi? Faturayı medyaya kesmiş bile.

56471aea67b0a92280b24e29

Gaga: ‘Televizyonda seyrettiğiniz o kişi* olabilmek için çok çalıştım’

Hâlâ okuyorsunuz, madem ki ‘Hotel’ dizisindeki vampirler otelinin resepsiyonuna kadar dayandınız, anahtarınızı vereyim de odalar, katlar, karanlıklar arasında dolaşmaya başlayalım.

Dizi bütün dünyada inanılmaz bir başarı yakaladı. Ve ilk aktrislik denemeniz olmasına rağmen herkes rolünüze ne kadar hâkim olduğunuzdan bahsediyor…
– Bakın bu rolü kime verirseniz verin, muhteşem olurdu çünkü rolün kendisi iyi. Benim için mesele, role başka kimsenin katamayacağı özel ne katabilirim meselesiydi. Bu sonucu elde etmek için k.çımdan çok ter aktı. Rolümü okudum ve bütün zamanımı ‘Kontes’ gibi düşünerek geçirmeye başladım. Dışarı çıktığımda, araba sürerken, restoranda, sokakta yürürken bile… Kafayı bununla bozdum: “Acaba şunu öldürsem mi? Kanını içsem yeterince temiz midir?” Öyle geriliyorum ki bazen, bu sabah buraya gelmeden önce arabada kustum. Dikkatinizi çekerim bir Royce Rolls… (Gülüyor)

Canlandırdığınız karakterin kişiliğinizle bu kadar uyumlu olması tesadüf mü?
– Herkes benim tam da dizideki kişi olduğuma inanmak istiyor. Zaten beni bugüne kadar da hep böyle gördünüz. Yani sarı saçlarıyla ortalıkta küstah küstah dolaşıp, herkese kötülük yapan bir k.ltak… Ama bu, hiç de zahmetsiz bir şey değil. Çünkü Kontes ve ben çok farklıyız. Beni gerçek hayatta tanıyan insanlar, dizide seyrettikleri kişinin benle alakası olmadığını söylüyor. Gülen, arkadaşlarıyla şakalaşan, eğlenceli hatta bazen de fazla sulugöz bir tipim ben. Adileşebilmek, kötüleşebilmek için çok çalışmam gerekti. Anthony Perkens’ın, Anthony Hopkins’in katil tiplemelerini inceledim uzun uzun… Şimdi karşıma geçmiş “Nasıl oluyor da ‘Kontes’ karakteri gerçek hayattaki size bu kadar benziyor” diyorsun…

BENİ TAKDİR ETMEYEN ÇEKSİN GİTSİN

56471b0467b0a92280b24e36

Dizinin ilk bölümünü 12 milyon kişi izledi.

Kontesle hiç mi benzer yönünüz yok yani?
– Aslına bakarsan bir yandan da var. Karakter olarak çok farklı olsak da hayattaki duruşum ‘Kontes’inkiyle benziyor. Ben de onun gibi takdir edilmek istiyorum. Eğer beni takdir etmiyorsan çekip gideceksin. Tıpkı onun gibi ben de hayatımdaki insanların gerçek beni sevmelerini istiyorum. Benle ilgili kafalarındaki fikri değil… Bir insan olarak hayattaki en büyük mücadelem bu oldu galiba: Umutsuzca gerçek beni sevmenizi bekliyorum. Benim hakkımda gördüğünüz ya da yazıp çizdiğiniz şeyleri değil. ‘Kontes’e gelince… Oteldeki herkesi bir arada tutan şeyin kendisi olduğunu biliyor. O da olduğu kişi için değer görmek istiyor. Kötü bile olsa. Yoksa… (Ses tonu sanki aşk acısı çekiyor gibi bir hal alıyor.) Yoksa başka hiçbir şey için değil…

GERÇEK HAYATTA BİR VAMPİR OLSAM RUSYA’YA GİDERDİM

Eğer gerçek hayatta bir vampir olsaydınız, ‘bol güneşli Los Angeles’ dışında dünyanın hangi şehrinde olmak isterdiniz. İstanbul bu adreslerden biri olur muydu?
– Aaaa, bilmem… Şurası kesin ki Los Angeles’ta olmak istemezdim. Sağlıklı tipler, saf yaşam biçimi, diyet, vs. bütün bunlar kontes için bir anlam ifade ediyor. Ama bana gelince, ben biraz daha gerçek olanın peşindeyim. Galiba vampir olsaydım, Rusya’yı tercih ederdim.

KENDİMİ İZLERKEN MİDEME AĞRILAR GİRİYOR

Dizinin Türkiye’de de trending topic olan hashtag’i: #ahshotel

Diziyi seyrediyor musunuz?
– Diziyi seyrediyor muyum? E evet, tabii.

Nasıl hissediyorsunuz kendinizi televizyonda izlerken?
– Dalga falan mı geçiyorsun? Nefes bile alamıyorum. Mideme ağrı giriyor. Bazen “Bakamayacağım, neden şöyle yapmamışım, bunu neden kullanmışlar ki” falan diyorum. Herkes kontesin ne kadar etkileyici bir karakter olduğunu söyleyip duruyor. Ben izlerken sıkıcı buluyorum. Yanlış anlamayın, diziyi değil tabii, kendimi sıkıcı buluyorum. Hep “Nasıl daha iyi olabilir” diye içim içimi yiyor. Yani ekranın karşısına geçip elimde şampanya kadehiyle kutlama yapmıyorum.

Setteki formülünüz nedir?
– Korkusuzluk. Burası güvenli yuva. Kural yok. Ryan ile (Ryan Murphy, dizinin yaratıcısı) ikimiz de içgüdülerimizi dinliyoruz. Birbirimizden beklediğimiz, birbirimizden istediğimiz mümkün olan en iyi hikâyeyi anlatmak için tam teslimiyet. Tarih, sinema ve sanata ne kadar düşkünseniz dizi ekstradan eğlenceli hale geliyor. Bir sürü ironi ve zekice gönderme var. Tabii bunlardan hiçbir şey çakmasanız da keyif alırsınız, işin dâhice tarafı da bu zaten. Mesela ilk bölümde bir dörtlü sevişme sahnesi vardı. Hatırlıyor musun?

Evet, bir gece kulübünde ayarladığınız çifti yatağa attığınız sahne…
– Kafamda tam oturtamadım orayı… “Nasıl yani, onlarla öpüşüp koklaşacağız, sonra onları geberteceğiz ama öldürdükten sonra bedenlerinin üstünde sevişmeyecek miyiz?” dedim. Ryan da bana “Dur, sakin ol, daha ilk bölümdeyiz” dedi.

İNSANLARIN MÜZİK VE DANS DIŞINDA BİR ŞEY ANLAMAYACAKLARI VARSAYILIYOR

56471b1c67b0a92280b24e3c

Dans ediyorsunuz, savaş karşıtı sanat performansları yapıyorsunuz, şarkı söylüyorsunuz, tasarım yapıyorsunuz ve şimdi de oyunculuk… Kendinizi her şeyi aynı anda yapmaya çalışan bir ‘Rönesans kadını’ gibi hissettiğiniz oluyor mu?
– Hep öyle hissettim zaten. Evet, televizyonda bir şeyler yapabilirim, kıyafet tasarlayabilirim ya da başka işler… Sonuçta benim imparatorluğumun zamanı ve bunu kimse yadırgamaz. Ama yaptığım şey yeni bir dalga yaratmıyorsa o zaman umurumda bile değil; bir şey katmıyor. Mesela bu işte istediğim, bir aktris olarak ciddiye alınmaktı. 11 yaşından beri metodik oyunculuk dersi alan biri olarak… Ne diyorduk yahu? Beynim bana neler yapıyor böyle bugün!

Dizide Lady GaGa’nın yaşı 115.
Rönesans…
– Evet… Bana “Rönesans kadınları gibisiniz” diyorsunuz. Nihayet hak gördüğünüz için müteşekkirim ama umarım ki bunu diğer sanatçılara da yaparsınız. Çünkü çok zor bir şey. Hele de kadınlar için. Bana hep “Sen bir pop starsın. Yapman gereken de bu” diye dayatıldı. Ve ‘popüler’ olanın dışında bir şey yapmaya kalktığım zaman, “Bu da ne böyle? Fazla sanat olmuş” dendi. İnsanlara müzik ve dans şovu dışında bir şey verirseniz bunu anlamayacakları varsayılıyor. Oysa sanat senin ondan ne çıkardığındır. Andy Warhol’ün önemi tam da burada işte. Hikâye, basının sanatçıyla ilgili neyin altını çizdiği ve tepede neyin parlatıldığıyla ilgili bir şey.

MEĞER VAMPİRLİK ANTİK BİR VİRÜSMÜŞ

DİZİNİN KONUSU: ‘Amerikan Korku Hikâyeleri’ (AHS) her sezonunda başka konu işlenen bir dizi serisi. Fakat bugüne kadar görmediği ilgiyi Lady Gaga liderliğindeki bir grup vampirin yerleştiği bir oteli konu alan ‘Hotel’ serisiyle (5. sezon) gördü. Dizide vampirlik, kan yoluyla, bulaştığı insana ölümsüzlük veren antik bir virüs olarak açıklanıyor. ‘Hotel’, bu akşam 23.15’te, FX TV’de başlıyor.

Haber

İlginizi Çekebilir

https://gdetr.hit.gemius.pl/lshitredir/id=nFDgxIg39z04pJ3BaDqC1pRMPxLudruTz4I1XNvJb9v.E7/fastid=dygtetbdsrvesacqjgexzeyxexmi/stparam=wggqnkksqw/nc=0/gdpr=0/gdpr_consent=/url=https://www.casper.com.tr/?utm_medium=Radio&utm_source=Number-One-Sundu&utm_cam=Radio