Cumhurbaşknaı Erdoğan, Antalya’da düzenlenen 19. Milli Eğitim Şurası’nda konuşuyor.
AK Parti iktidarları döneminde eğitim alanında yapılanları anlatan Erdoğan, 12 yıl önce eğitim alanında ihmal tablosu olduğunu söyledi.
Eğitimi en öncelikli alan ilan ettlklerini ve bütçenin yarısının eğitime tahsil edildiğini söyleyen Erdoğan, 4 temel taşın önemli olduğunu söyledi: “Eğitim, sağlık, adalet ve emniyet.”
Sözü dershanelere getiren Erdoğan şunları söyledi:
“Dershane gibi eğitimin özüne aykırı bir meseleye neşter attık diye saldırılara maruz kaldık, izlendiniz. Öğrenci, öğretmen ve veliler lehine adım atmak istiyorsunuz ama karşınıza ihanet şebekeleri çıkabiliyor.
Biz o çarka girince oyun bozuldu. Eğitimin önündeki maddi engelleri kaldırma mücadelesi veriyoruz ama öte yandan yoksul vatandaşım traktörünü, tarlasını satarak çocuğunu dershaneye göndermek gibi bir zulme katlanmak zorunda kalıyor. Siz bunu bitirmek isteyince de, gözünü para hırsı bürümüş ihanet şebekeleri ortaya çıkıyor.
Ne yaptıklarını gördünüz. Kirli çarka çomak soktuğunuzda darbe girişimlerine maruz kalıyorsunuz. Gariban insanın kanını emene karşı çıkınca, iftialara, darbe girişimlerine maruz kalacaksınız. Biz buna boyun eğmedik. Hatta daha önce de söylediğim gibi, Milli Eğitim Bakanlığı, isteyen öğrencilere hafta sonları takviye kursları verecek dedik ve belli yerlerde uygulaması başladı.
Yoksulun sırtından geçinen bu şebekeye karşı kararlı şekilde mücadele etmeye devam edeceğiz. Allah’ın izniyle de bu dershane sorununu artık Türkiye’nin gündeminden çıkardık, çıkarıyoruz. 2015 Eylül bitiyor.
Bir diğer konu da yasaklar. Eğitimdeki yasakları kaldırmak istedik. Başörtüsü ve yasaklarını kaldırdık. Bazı dillere ve derslerev yönelik yasakları da kaldırdık. Bunları yaparken de dirençlerle karşılaştık. Eğitimin insan formatlama aracı olarak kullanılmasına; öğrencileri at yarışı gibi birbirleriyle yarıştıran bir sistem olamsına tahammülümüz yok.”
“EGEMENLİK AYM’NİN DEĞİLDİR”
Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında şu ifadeleri de kullandı:
“Egemenlik, bürokrasinin değildir; egemenlik yargı, askeri bürokrasinin değildir. Egemenlik, Anayasa Mahkemesinin de değildir, egemenlik milletindir. Hiç kimse hiçbir kurumu, kendisini, milletin Meclisinin üzerinde özellikle de siyaset kurumunun üzerinde görmemelidir. Hiç kimse şahsi hırslarına yenik düşerek, kendi şahsi istikbal ve ikbal gayesinin peşine düşerek millete, Millet Meclisi’ne ve siyasete istikamet çizemez, tehdit ihtiva eden ifadelerde bulunamaz.”