Latin dünyasının en ünlü seslerinden Jennifer Lopez, Us Weekly dergisine konuştu. Ünlü şarkıcı çocuklarından sonra müzik de dahil her şeye olan bakışının değiştiğini söyledi
Pop müziğin en seksi isimlerinden Jennifer Lopez, Us Weekly dergisine ikizleri Max ve Emme’nin doğumundan sonra yaşadıklarını ve çocuk sahibi olmanın hayatını ve kendisini nasıl değiştirdiğini anlattı.
FOTO GALERİ
Çocuk doğuran kadınların, her konuda daha farklı düşündüğü, his dünyalarının tamamen değiştiği söylenir. Sizin için de aynı şey geçerli mi?
Tabii ki… Max ve Emme’nin doğumundan sonra gerçekten dünyaya bakışım değişti. Daha farklı hissetmeye ve düşünmeye başladım. Şarkılarımı söyleyiş tarzım bile değişti. Çocuklarım tüm dünyamı değiştirdiler.
Onları da gittiğimiz her yere götürüyoruz biz zaten… Onlarla ayrı kalmamak için programımızı doğru bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Ayrıca Anthony de ben de elimizden geldiğince onları tek başlarına bırakmamaya çalışıyoruz.Ya ben, ya da Anthony onlarla beraber oluyoruz muhakkak…
O filmi, çok eğlenerek ve zevk alarak çekmiştik. Filmde, tek başına çocuk büyütmeye çalışan bir anneyi canlandırıyordum. Zaten hep anaç, çevremdekileri korumaya kollamaya çalışan bir tarafım vardır benim. O yüzden o rolü oynarken de gerçek hayatta anne olduğumda zorlanmadım. Ayrıca canalandırdığım karaktere göre ben son derece şanslıyım. Yanımda eşim var.
Ailemi ve kökenlerimizi asla inkâr edemem… Doğduğum yer ve ailem benim değişmez bir parçam… Onlar benim için önemli.
Spor yapmaya çalışıyorum. Ama doğruyu söylemek gerekirse her gün spor yapamıyorum tabii ki. Çocukların peşinden koşmak belki bana iyi geliyordur. Onlarla olabildiğince oyun oynamaya, zaman geçirmeye çalışıyorum.
Hayır. Romantik komediler, bir ilişkinin tam başladığı anı anlatır daha çok. Korkular, şüpheler, yanlış anlamalar, yeni tanıştığın kişi için olabildiğince güzel olmaya çalışmalar… Bunların hepsi gerçek hayatta yaşanır. Ama İngiltere Prensi ile tanışıp, evlenmek gibi şeyler pek olmaz gerçek hayatta…
İkisini de ayrı ayrı çok seviyorum. Şarkı şöylemek, hislerinizi sizi sevenlerle paylaşmak son derece heyecanlı bir şey. Öte yandan film çekim süreci, orada yaşananlar da son derece heyecan verici… Şarkı söylerken kendimi daha çok çıplak hissediyorum, film çekerken ise bir başkasını canlandırdığım için daha korunaklı geliyor bana… İkisi de son derece heyecanlı.
Çocuk doğuran kadınların, her konuda daha farklı düşündüğü, his dünyalarının tamamen değiştiği söylenir. Sizin için de aynı şey geçerli mi?
Tabii ki… Max ve Emme’nin doğumundan sonra gerçekten dünyaya bakışım değişti. Daha farklı hissetmeye ve düşünmeye başladım. Şarkılarımı söyleyiş tarzım bile değişti. Çocuklarım tüm dünyamı değiştirdiler.
Bebekleriniz henüz 23 aylık. Ama hem siz hem de Marc Anthony dünyanın birçok yerine gitmek zorunda olan iki sanatçısınız. Evden uzakta olduğunuzda çocuklarınızı özlemiyor musunuz?
Onları da gittiğimiz her yere götürüyoruz biz zaten… Onlarla ayrı kalmamak için programımızı doğru bir şekilde yapmaya çalışıyoruz. Ayrıca Anthony de ben de elimizden geldiğince onları tek başlarına bırakmamaya çalışıyoruz.Ya ben, ya da Anthony onlarla beraber oluyoruz muhakkak…
‘Maid in Manhattan’ isimli fiminizde küçük bir çocuğu olan bir anneyi canlandırıyordunuz… Anne olmak nasıl bir duygu?
O filmi, çok eğlenerek ve zevk alarak çekmiştik. Filmde, tek başına çocuk büyütmeye çalışan bir anneyi canlandırıyordum. Zaten hep anaç, çevremdekileri korumaya kollamaya çalışan bir tarafım vardır benim. O yüzden o rolü oynarken de gerçek hayatta anne olduğumda zorlanmadım. Ayrıca canalandırdığım karaktere göre ben son derece şanslıyım. Yanımda eşim var.
Ailenize ve kökenlerinize çok bağlı olduğunuzu görüyoruz. Kliplerinizde ve şarkılarınızda yaşadığınız yerlere, ailenize ve aile kökenlerinize hep bir gönderme yapıyorsunuz…
Ailemi ve kökenlerimizi asla inkâr edemem… Doğduğum yer ve ailem benim değişmez bir parçam… Onlar benim için önemli.
İkiz çocuk doğurmuş olmanıza rağmen, gerçekten fiziğiniz muhteşem. Bunun sırrı nedir?
Spor yapmaya çalışıyorum. Ama doğruyu söylemek gerekirse her gün spor yapamıyorum tabii ki. Çocukların peşinden koşmak belki bana iyi geliyordur. Onlarla olabildiğince oyun oynamaya, zaman geçirmeye çalışıyorum.
Sizi özellikle romantik komedilerde izliyoruz. Sizce romantik komediler, ilişkiler hakkında yanlış fikirler doğmasına neden olmuyor mu?
Hayır. Romantik komediler, bir ilişkinin tam başladığı anı anlatır daha çok. Korkular, şüpheler, yanlış anlamalar, yeni tanıştığın kişi için olabildiğince güzel olmaya çalışmalar… Bunların hepsi gerçek hayatta yaşanır. Ama İngiltere Prensi ile tanışıp, evlenmek gibi şeyler pek olmaz gerçek hayatta…
Filmlerde de çok başarılısınız, konserlerinizde de… Sizi en çok heyecanlandıran hangisi?
İkisini de ayrı ayrı çok seviyorum. Şarkı şöylemek, hislerinizi sizi sevenlerle paylaşmak son derece heyecanlı bir şey. Öte yandan film çekim süreci, orada yaşananlar da son derece heyecan verici… Şarkı söylerken kendimi daha çok çıplak hissediyorum, film çekerken ise bir başkasını canlandırdığım için daha korunaklı geliyor bana… İkisi de son derece heyecanlı.