Son albümü Sentir’le yeniden gündeme gelen Yasmin Levy, ailesinin Türkiye’ye uzanan köklerini keşfetmek istediğini söylüyor
Yasmin Levy, adını daha önce duymadıysanız bile müziklerimize çok yakın bir tarza sahip özgün sound’uyla kulaklarınızın aşina olabileceği bir ses. 35 yaşındaki müzisyen son yıllarda dünya müziği kategorisinde dünyada ciddi bir hayran kitlesi edinmiş durumda. Daha önce de Türkiye’de konser veren İsrailli, şarkıcı Levy, 18 Ocak’ta İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın (İKSV) yeni taşındığı binada düzenlenecek ilk etkinliklerden biri için sahnede olacak. Türikye’de de çok sevilen Levy, geçen hafta da son albümü Sentir‘i yayınladı. Sefarad müziğini, Endülüs flamenkosu, Ortadoğu ve Anadolu müzik geleneğiyle harmanlayan Levy, Manisa’da doğan ve sefarad kültürü araştırmalarının yanı sıra şarkı derleyiciliği yapan babası sayesinde bu müzik kültürüyle küçük yaşında tanışmış. Son üç yıldır BBC dünya müziği ödüllerine de aday gösterilen sanatçı son albümünde de yine dünyanın farklı bölgelerinden sanatçılarla çalışmış. Levy, İKSV konseri öncesi ve son albümü Sentir vesilesiyle müziği ve kendisi hakkında SABAH’a konuştu.
LADİNO BENİM İÇİN MİSYON “
Sentir albümüyle birçok hayalimi gerçekleştirmiş oldum. Teknoloji sayesinde babamın şarkı söylediği 50 yıllık bir kayda eşlik etme imkânı yakaladım. Uzun süredir beğendiğim Eleny Vitali ile beraber şarkı söyledim. Albümü İspanya’da kaydettik ve bütün albümlerimi sevmeme rağmen bu kalbime en yakın olanı. Albümde son 10 yıldır kullandığım oryantal sound’dan biraz uzaklaşmak istedim. Flamenko’ya yaklaşmak ve benim için yeni olan Küba sound’unu katmak istedim. Sonuç olarak da ortaya daha daha güncel ve genç bir albüm çıktı. Flamenko Yahudiler ve Müslümanlar kovulduktan sonra İspanya’da doğdu. Ladino ise Yahudiler İspanya’dan kovulduktan sonra İspanya dışında özellikle de Baltık ülkelerinde şekillendi. Ladino şarkılarını hayatımın sonuna kadar söylemeyi umuyorum. Bence bu gelenekten geriye sadece şarkılar ayakta kalacak. Bu yüzden bu şarkıları dünyanın her yerinde söylemeyi bir misyon edindim.”
BABAM MANİSA DOĞUMLU
“Babam Türkiye’de Manisa’da doğmuş. Annem de geçmişini Türkiye’ye dayandırıyor. Ülkenizi her ziyaret etiğimde köklerime geri dönüyormuş gibi güçlü bir çekim hissediyorum. Bu yüzden arada sırada bir süreliğine de olsa kendi kişisel köklerimi keşfetmek amacıyla Türkiye’de yaşama hayali kurmam şaşırtıcı olmasa gerek.” ŞARKILARINIZLA BÜYÜDÜM
“Türkiye’de yapılan müziğe de sanki ‘kendi müziğim’miş gibi bir yakınlık duyuyorum. Şarkıcılarınızı dinleyerek büyüdüm diyebilirim. Şarkıcılarınız arasında özellikle Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, değerli arkadaşım Ömer Faruk Tekbilek ve Kibariye’yi beğeniyorum.” “Müzikle ilgili en büyük hayallerimi şu sıralar yavaş yavaş gerçekleştiriyorum sanki. Bu hayaller arasında İbrahim Tatlıses ve Eleny Vitali ile şarkı söylemek de var. En büyük hayalim ise müzik üretimime ve dünya çapında şarkı söylemeye devam etmek. Farklı kültürlerden sanatçılarla çalışma olanağı yakalamak beni ve müziğimi zenginleştirip güzelleştiriyor. Benim için en büyük hediye bu zaten.”
LADİNO BENİM İÇİN MİSYON “
Sentir albümüyle birçok hayalimi gerçekleştirmiş oldum. Teknoloji sayesinde babamın şarkı söylediği 50 yıllık bir kayda eşlik etme imkânı yakaladım. Uzun süredir beğendiğim Eleny Vitali ile beraber şarkı söyledim. Albümü İspanya’da kaydettik ve bütün albümlerimi sevmeme rağmen bu kalbime en yakın olanı. Albümde son 10 yıldır kullandığım oryantal sound’dan biraz uzaklaşmak istedim. Flamenko’ya yaklaşmak ve benim için yeni olan Küba sound’unu katmak istedim. Sonuç olarak da ortaya daha daha güncel ve genç bir albüm çıktı. Flamenko Yahudiler ve Müslümanlar kovulduktan sonra İspanya’da doğdu. Ladino ise Yahudiler İspanya’dan kovulduktan sonra İspanya dışında özellikle de Baltık ülkelerinde şekillendi. Ladino şarkılarını hayatımın sonuna kadar söylemeyi umuyorum. Bence bu gelenekten geriye sadece şarkılar ayakta kalacak. Bu yüzden bu şarkıları dünyanın her yerinde söylemeyi bir misyon edindim.”
BABAM MANİSA DOĞUMLU
“Babam Türkiye’de Manisa’da doğmuş. Annem de geçmişini Türkiye’ye dayandırıyor. Ülkenizi her ziyaret etiğimde köklerime geri dönüyormuş gibi güçlü bir çekim hissediyorum. Bu yüzden arada sırada bir süreliğine de olsa kendi kişisel köklerimi keşfetmek amacıyla Türkiye’de yaşama hayali kurmam şaşırtıcı olmasa gerek.” ŞARKILARINIZLA BÜYÜDÜM
“Türkiye’de yapılan müziğe de sanki ‘kendi müziğim’miş gibi bir yakınlık duyuyorum. Şarkıcılarınızı dinleyerek büyüdüm diyebilirim. Şarkıcılarınız arasında özellikle Orhan Gencebay, İbrahim Tatlıses, değerli arkadaşım Ömer Faruk Tekbilek ve Kibariye’yi beğeniyorum.” “Müzikle ilgili en büyük hayallerimi şu sıralar yavaş yavaş gerçekleştiriyorum sanki. Bu hayaller arasında İbrahim Tatlıses ve Eleny Vitali ile şarkı söylemek de var. En büyük hayalim ise müzik üretimime ve dünya çapında şarkı söylemeye devam etmek. Farklı kültürlerden sanatçılarla çalışma olanağı yakalamak beni ve müziğimi zenginleştirip güzelleştiriyor. Benim için en büyük hediye bu zaten.”